KOLERA GÜNLERİNDE AŞK...Gabriel García Márguez

Bazı kitapları okumak zor olur. Bir kaç defa başıma geldiği için biliyorum. Kitaplarımı genellikle tavsiye üzerine veya yazarın başka bir kitabını okuyup, beğendiğim için satın alırım. Yeni kitabıma başlamak için de acele eder ve ilk bulduğum müsait bir vakitte büyük bir keyifle kapağını açarım. Onca kitabın arasından seçtiğim için yaşatacağı keyifli zamanların sevinciyle başlarım ilk sayfadan okumaya. O ilk sayfanın su gibi aktığı çok kitaplar okudum ama bazen de öyle olmaz. 

Kolera Günlerinde Aşk tam da böyle bir kitaptı. İlk elime aldığımdan beri kitaba kaçıncı başlayışım hatırlamıyorum. Yazardan yana sorunum olamaz çünkü yakın zamanda aynı yazarın Yüzyıllık Yalnızlık kitabını okudum. Kitabın çevirmeni Şadan Karadeniz ise kitapta yer alan bilgilere göre kariyeri muhteşem bir mütercim. Tüm bu araştırmalardan sonra kabahati kendimde aradım ve kitabı tekrar tekrar elime aldım. Bu böyle aylarca sürdü. Ne elimdeki kitabı bitirebildim ne de onu bırakıp, başka bir kitaba başlayabildim. 

Bu durum, Covit19 salgını başlayıp, evlerimize çekilinceye kadar böyle devam etti. 2020 yılı Mart ayının ortalarında başlayan kısıtlamalar nedeniyle evvela yaşadıklarımızı anlamaya çalıştık. Herkes gibi ben de bütün gün televizyon karşısında veya telefonla sosyal medyada vakit geçirmeye başladım. Uzunca bir süre günler böyle boş boş geçmeye başlayınca aklıma bir türlü okuyup da bitiremediğim kitabım geldi. Bu korona salgını günlerine yakışır diye düşündüm. Ve bu defa bitirmeye kararlı bir şekilde kitabı elime aldım. Kendim de inanmakta zorlandım ama gerçekten de bitirdim. 

Romanın konusuna gelecek olursak; 19. yüzyılın sonlarında Kolombiya'nın Categena kentinde genç bir telgraf memuru olan romantik ve şair ruhlu Florentino Ariza, zengin bir tüccarın kızı olan Fermina Daza'ya ilk görüşte aşık olur. Baba, onaylamadığı bu aşka engel olmak için genç kızı uzaklardaki akrabalarının yanına gönderir. Fermina Daza, seyahati boyunca kendisine telgraf yoluyla ulaşan genç aşığın ilgisine kayıtsız kalamaz ve dönüşte sevgilisine kavuşacağı günü iple çeker.

Büyük bir heyecanla buluşma yerine gelen genç kız, karşısında duran telgraf memurunun silik ve gösterişsiz görünümünü beğenmez ve ilişkileri başlamadan biter.

19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başları arasındaki süreçte Fermina Daza'nın, eşi Doktor Juvenal Urbino ile olan zengin yaşamlarını ve Fermina Daza'ya olan aşkı hiçbir zaman sönmeyecek olan Florentina Ariza'nın kalbine gömdüğü ebedi aşkının mani olamadığı günlük aşklarının hikayesini okurken bir yandan da arka planda Kolombiya'nın coğrafi özelliklerine ve 20. yüzyıla girerken toplumun değişen ve gelişen yapısına odaklanıyoruz.

Büyülü gerçekçilik akımının büyük ustası, 1982 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Gabriel García Márquez'in baş yapıtı olarak kabul edilen Yüzyıllık Yalnızlık'dan sonra Kolera Günlerinde Aşk'ı da çok beğeneceğinize eminim.

Aslında, Bu iki kitaba roman demek haksızlık olur...Bu kitaplar birer destan...