Beş yılı aşkın bir süre önce "Müslüm Baba'ya Acil Şifalar" başlıklı bir yazı ile yoğun bakımda yatmakta olan Müslüm Gürses hakkında duygularımı ve dileklerimi paylaşmıştım. Acil şifa dileklerim maalesef ecele yenildi ve Müslüm Gürses bu dünyadan göçtü, gitti. Beş yıl sonra Baba'nın ardından hayırsever, değerbilir, vefakar birileri güzel bir işe kalkıştılar ve Müslüm Gürses'in hayatını beyaz perdeye aktardılar. Ben durur muyum? Elbette hayır. Sanata, sanatçıya saygılı olan insanlara biz de ilgi ve alakamızı eksik etmeyiz.
Vizyona girdiği gün olmasa da takip eden haftalardan birinde bir gün sinemanın yolunu tuttuk. Bilet için yanaştığım bankodaki görevliye yekten "Müslüm nasıl gidiyor?" diye sordum. Medyada filmle ilgili gişe sonuçlarından o kadar çok bahsedildi ki; sadece maliyetini çıkarabilmesi için bile milyonlarca bilet satılması gerektiği o kadar söylendi, yazıldı çizildi ki ben de onların tesiriyle olsa gerek böyle bir şey sorabildim. Film bildiğim kadarıyla 1000 kopya ile vizyona girdi. Büyük bir yatırım ile binbir itina ile gerçekten özenle yapılmış bir film.