Sinemanın bulunduğu AVM binasına girdiğimde film başlamak üzereydi. 14.15 matinesine bilet almak için girdiğim kuyrukta kararsız müşteriler yüzünden sıra bana geldiğinde film başlamıştı bile. Aksi gibi filmi izleyeceğim salon ikinci katta, arka koridorlardan birindeymiş. Film başlamış, salon zifiri karanlıktı. Oturmadan önce salona hızlıca bir göz gezdirdiğimde seyirci olarak en arka sırada iki genç kız gördüm. Yalnız olmadığımı anlayınca sevindim ve tüm dikkatimi vererek, filmi izlemeye koyuldum.
Görüntülerde tamamen taşlı toprakla kaplı dağların arasındaki genişçe bir düzlükte tek katlı enlemesine geniş bir bina görüyoruz. Burası tek derslikli bir ilkokul. Öğretmen okulun tek öğretmeni ve hizmetlisi. Dağ köylerinden gelen 10-15 kadar çeşitli yaşlardaki öğrencilerine Fransızca öğretiyor. Öğretmen okul binasında yalnız yaşıyor. Tedirgin davranışlarından ortamın pek de huzurlu olmadığını anlıyoruz. Bir gün ufukta bir atlı ve iple bağlanmış yaya iki kişi beliriyor. Filmin esas konusu da böylece başlamış oluyor.
28 Ağustos 2015 Cuma
15 Ağustos 2015 Cumartesi
EVDE YOĞURT MAYALA...Gerek Yok Sarıp, Sarmalamaya...
Çocukluğumda soframızdaki yoğurt Silivri'nin Kaymaklı Tepsi Yoğurdu idi. Kapımızın önünden geçen sokak satıcısından alınırdı. Daha sonraları da bakkal ve marketlerdeki çeşitlere göre değişiklik gösterdi. Bir zamanlar özel yapım cam kaselerde, bazen toprak, genellikle de plastik kaplarda ve de son zamanlarda da Kaymaklı Tava Yoğurdu alır olduk.
Kış mevsiminde durum böyle de yaz gelip de biz tebdil-i mekan eyleyince bana bir haller oluyor. Sabahları yeni sağılmış, sıcağı üstünde mis gibi sütlerle gelen köylüleri görünce tenceremle süt almaya koşasım geliyor. Yaz evimizdeki ilk yıllarımızda komşularımızın sabahları köyden gelen sütçülerden sık sık en az beş kilo -sıvı ölçü birimi litre kullanılmıyor- süt aldıklarını görünce merak etmiş sormuştum. Meğer, evde yoğurt mayalarlarmış. Ben bunu duydum ya, durur muyum?
-Ben de yapacağım, dedim ve tüm bilgileri aldıktan sonra ilk yoğurdumu mayaladım.
Kış mevsiminde durum böyle de yaz gelip de biz tebdil-i mekan eyleyince bana bir haller oluyor. Sabahları yeni sağılmış, sıcağı üstünde mis gibi sütlerle gelen köylüleri görünce tenceremle süt almaya koşasım geliyor. Yaz evimizdeki ilk yıllarımızda komşularımızın sabahları köyden gelen sütçülerden sık sık en az beş kilo -sıvı ölçü birimi litre kullanılmıyor- süt aldıklarını görünce merak etmiş sormuştum. Meğer, evde yoğurt mayalarlarmış. Ben bunu duydum ya, durur muyum?
-Ben de yapacağım, dedim ve tüm bilgileri aldıktan sonra ilk yoğurdumu mayaladım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)