Ne vakittir böyleydi, ben ne zaman farkettim bilmiyorum ama insanlar artık dışarıda yaşıyorlar. Erkekler zaten sokaktaydılar. Erkek sokağın, dışarının insanıdır ama kadın öyle mi! Kadın çalışıyorsa sabah evinden çıkar akşam da doğruca evine döner. Çalışmıyorsa, gezmek için eşinin hafta sonu tatilini bekler. Eskiden aileler daha çok evlerinde yaşarlardı. Akrabalarını, arkadaşlarını, ahbaplarını ve komşularını evlerinde ağırlarlar, arayı fazla uzatmadan, makul bir süre içerisinde iade-i ziyaret yaparlardı. İade-i ziyaret yapılmazsa ahbaplık ilişkisinin devam etmeyeceği anlaşılırdı.
Bugün ise kadın erkek herkes sokakta. İnsanlar, dışarıda daha fazla zaman geçirmeye başladılar. Sabah kahvaltısı için dahi dışarıya çıkılıyor. Kadınlar, vazgeçemedikleri kabul günlerini dış mekanlarda devam ettiriyorlar. Meşhur türküde olduğu gibi "herkes kesesinden yesin içsin saltanatım var benim" diyen hanımlar, kabul günlerinde günün trendine göre belirledikleri yemek mekanlarında biraraya geliyorlar. Sohbet muhabbet yemek yiyerek hoşça vakit geçiriyor. Toplanan paraları da o günün talihlisine teslim ediyorlar. Böylece, ev sahibesinin üzerindeki külfet kalkıyor. Tüm hizmetlerin mekanda yapıldığı paralı günde herkes günün tadını çıkararak her şeyden önemlisi eve tıkılıp, kalmaktansa dışarıya çıkmanın mutluluğunu yaşıyorlar.
Doğrusu da buydu aslında ama gerçekleşmesi biraz zaman aldı. Yanlış anlaşılmasın, dışarıda yemek yemek eskiden de vardı. Bilhassa, özel kutlama günlerinde ailece dışarıya yemeğe gitmek olağandı. Tiyatro, sinema çıkışlarında eve gitmeden önce mutlaka bir büfede veya işkembeci dükkanında mola verilirdi. Ancak, o günlerin bu günlerden farkı kadınlar mutlaka eşleri veya babaları, ağabeyleri eşliğinde gece gezmelerine çıkabilirlerdi. Gündüzleri ise kadın kadına yapılan alışveriş sonrası yorgunluk atmak için muhallebiciler rağbetteydi. Kadınlar, bu küçük kaçamaklardan bile büyük haz alırlardı. Ömrübillah evde yemek pişirmiş, sofra kurmuş, bulaşık yıkamış kadın için önüne hazır yemek gelmesi ne demek ancak yaşayan bilir. Ve de elini bir şeye sürmeden sofradan kalkmak ne büyük nimettir onun için.
Günümüzde insanların evden ziyade dışarıda yaşamalarına dair düşüncelerimi anlatmak için başladığım yazımın geldiği yer kadın olunca, konuyu burada noktalamak vacip oldu. Hangi konuyu ele alsam orada kadın var. Herhalde, bugünün kadınlar günü olması dolayısıyla, fikrimdeki zikrim oldu.
Bence de güzel oldu...
Bir kere daha "8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" kutlu olsun...
Sevgili Rabia canım önce kadınlar günün kutlu olsun.Benim kendi fikrim ben bu tür kutlamalara her zaman karşıyım.Ticari firmaların biz tüketicilere dayatması olarak görüyorum.Kutlamak evet buna varım bu olayın güzel yanı ama hediye alma hediye verme olayına karşıyım sırf ticari zihniyetten dolayı yoksa hediyeleşmek her zaman çok güzel çok severim.Yazında da belirttiğin gibi günlerde artık dışarılar da kutlanır oldu.Orada da bazı ev sahiplerinin ikram olayını çok abartmalarından sonrası da başa çıkamayınca dışarıda kutlama olayı moda oldu diye düşünüyorum.Günümüz de balık yeme olayı da dışarılara aktı olay ev mutfak balık kokmasın diye.Bana göre koksun bir iki gün sonrası yine devam kaldığı yerden diyorum belki benim düşüncem kimilerine göre bayağı bir klasik kalıyordur ama ben de böyleyim böyle düşünüyorum canım .Güzel yazın için çok teşekkürler keyifle okudum sevgiyle kal.
YanıtlaSilSevgili Vişnap! haklısın dünyaca kutlanan özel günlerin çıkışları için bizlere bazı hikayeler anlatılıyor ama zaman içerisinde hediye alış-verişine dönüştürüldüğü de bir gerçek. Sevgiler...
SilRabia hanım, gitgide bloğunuzun görselliği, konularına göre yazılarınızı sınıflandırmanız, harika bir görünüm sağlamışsınız. çok güzel..
YanıtlaSilKadınlar olarak geçmişe nazaran çok fazla yol kat ettik biz inanıyorum ki gelecekte daha iyi duruömda olacağız. Kadınlar saatlere mekanlara kalıplar bağlı kalmayacak.
YanıtlaSilhttp://www.yazimbari.com
Gelecek, ne ile gelecek emin değiliz. İyi diyelim iyi olsun...
Sil