Her yeni mevsim girdiğinde pazar tezgahlarında bir bir boy gösteren mevsim meyvelerinden sırasıyla reçel kaynatırım. Kahvaltı sofralarına muhteşem renkleriyle canlılık katan reçellerimiz olmazsa olmazımızdır. Her kavanozun kapağını kapatırken, "Bereketi içinde olsun, çok kişi tadına doysun"diye dua ederim. Reçel kavanozlarını bir bir rafa dizdiğimde de savaşa hazırlanan asker misali soğuk kış günlerine karşı savunma tedbirlerinden birini daha sağlama almış hissederim.
Reçelleri kahvaltı sofralarıyla sınırlı tutmamız da pek doğru değil. Evlerimizde her zaman tatlı bulunmuyor. Çoğu evde sadece misafir davet edildiğinde tatlı pişiyor. Aslında iyi de ediyorlar. Sütlü tatlılar neyse de şerbetli hamur tatlıları vücudumuzda ve dolayısıyla organlarımızda bazı harabiyetlere sebep oluyorlar. Bedenimizin en kuvvetli olduğu ve günlük yaşamın getirdiği hareketliliğin dorukta olduğu gençlik yıllarında vücudumuz riskleri kolaylıkla alt edebiliyor. Ancak, gençliğin geride kaldığı yaşlara ulaştığımızda dikkatli olmamızda yarar var.
Reçeller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Reçeller etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
18 Aralık 2019 Çarşamba
4 Ekim 2019 Cuma
ANJELİK ERİK REÇELİ...Meyvesinin Eşsiz Lezzeti...
Reçelin marmelata göre belirgin farkı içindeki meyvelerin diriliklerini muhafaza etmesi. Bu durum reçellerin başarılı olup, olmadığının da bir ölçütüdür. Gerçi, rengi ve kokusu meyvesi hakkında bir ipucu verir ama doğrusu reçeli meyvesinden tanımaktır. Bunun için de meyvenin bütünlüğünün bozulmaması, dağılmaması gerekir. Reçel için olmuş ama olgunlaşmamış, sert ve diri meyveler tercih edilmelidir. Bütün bunlar doğru ama bazen işler istediğimiz gibi gitmez ve biz de oluruna bırakırız.
Mevsim itibariyle meyve çeşitlerinin olağanüstü olduğu günler yaşıyoruz. Haftalık semt pazarında gördüğüm kimi meyveyi bitmek üzere olduğu için son defa olarak kimisini de yeni bollaştığı veya çok sevdiğim için almaya kalkınca doğal olarak mutfak pazar yerine döndü. Meyveleri nasıl ki üretici emek vererek yetiştiriyor ise biz de para verip satın alıyoruz ve eve taşıyarak da bir manada emek veriyoruz. Bu sebeple, meyvelerimizin çöpe gitmesini istemeyiz.
Mevsim itibariyle meyve çeşitlerinin olağanüstü olduğu günler yaşıyoruz. Haftalık semt pazarında gördüğüm kimi meyveyi bitmek üzere olduğu için son defa olarak kimisini de yeni bollaştığı veya çok sevdiğim için almaya kalkınca doğal olarak mutfak pazar yerine döndü. Meyveleri nasıl ki üretici emek vererek yetiştiriyor ise biz de para verip satın alıyoruz ve eve taşıyarak da bir manada emek veriyoruz. Bu sebeple, meyvelerimizin çöpe gitmesini istemeyiz.
14 Şubat 2017 Salı
KAYISI REÇELİ...Kuru Kayısıdan Mamul
Blogger olarak ziyaretçilerim, evime gelen misafir mertebesindedir. Onları en iyi şekilde ağırlamak isterim. Aradıklarını bulmalarını, bulduklarının da ihtiyaçlarına cevap vermesini önemserim. Paylaştığım yazılarımın okunması, fotoğraflarımın beğenilmesi beni mutlu eder ama en çok da duygu ve düşüncelerin yorum olarak bırakılması. Yorum kadar değerli diğer bir şey de yazılarımın olabildiğince çok kişi tarafından okunmasıdır. Herhangi bir konuda hazırladığım yararlı bilgiler ihtiva eden yazılarımın okunuyor olması bana manevi bir haz veriyor. Bazen de daha önce dikkat çekmemiş bir yazımın veya yemek tarifimin sıklıkla ve fazla miktarda okuyucu çektiğini görünce de haklı olarak şaşırıyorum.
Bu aralar dikkatimi çeken ve beni şaşırtan ise eski bir tarif olan Kuru Kayısı Reçeli'min kış boyunca devamlı okunmasıdır. Marketlerde, pazarlarda sapsarı ayvalar, portakallar varken neden Kuru Kayısı Reçeli tarifi aranıyor, bilmiyorum. Mesela, ayva deyip geçmemek lazım. Dilimlersin, rendelersin ya da lokma büyüklüğünde doğrayıp, reçelini kaynatırsın. Ve yahut da marmelatını yaparsın. Aynı şekilde Portakal'ı da sadece kabuğuyla olduğu gibi içiyle beraber dilimleyerek kaynatırsın da reçelin şahı olur. Bilhassa Portakal reçeli, rayihasıyla da kahvaltı sofralarına neşe verir.
Bu aralar dikkatimi çeken ve beni şaşırtan ise eski bir tarif olan Kuru Kayısı Reçeli'min kış boyunca devamlı okunmasıdır. Marketlerde, pazarlarda sapsarı ayvalar, portakallar varken neden Kuru Kayısı Reçeli tarifi aranıyor, bilmiyorum. Mesela, ayva deyip geçmemek lazım. Dilimlersin, rendelersin ya da lokma büyüklüğünde doğrayıp, reçelini kaynatırsın. Ve yahut da marmelatını yaparsın. Aynı şekilde Portakal'ı da sadece kabuğuyla olduğu gibi içiyle beraber dilimleyerek kaynatırsın da reçelin şahı olur. Bilhassa Portakal reçeli, rayihasıyla da kahvaltı sofralarına neşe verir.
30 Kasım 2015 Pazartesi
AYVA REÇELİ...İRİ RENDELEMELİ...
"Yaşayan görür" derler. Bir kış mevsimine daha eriştik. Yaz mevsiminin son demlerinde, morlu, yeşilli, kırmızılı sebze ve meyveler pazar tezgahlarını renklendirmeye devam ediyor. Güneşin ısıttığı, pırıl pırıl gökyüzünün altında yazdan kalan günleri yaşarken kendimizi yaz mevsiminde zannediyoruz ama akşamın karanlığı erkenden inerken kış günlerinin çok da uzakta olmadığını anlıyoruz. Annemin deyimiyle "Kış, benzeye benzeye geliyor".
Pazar tezgahlarında yaz ürünlerinin yanında sapsarı renkleri, mis gibi kokularıyla ayvalar yer almaya başlayınca kışı özlediğimi anlıyorum. İstanbul dört mevsimi de doya doya yaşayan ve yaşatan bir şehir. Bu nedenle, pastırma sıcaklarının ardından yağmurların başlamasını beklerken güneşli günlere uyanmak benim için şaşırtıcı oldu. Yaz günlerini sevmediğimden değil de sadece vakti geldiği halde kendini saklayan, bize mantolarımızı, eldivenlerimizi giydirecek, atkılarımızı taktıracak kış mevsimini özlemiş olmam.
Etiketler:
Ayva,
Ayva reçeli,
bereket,
blogger,
Engin Akın,
Havadan sudan,
kahvaltı,
reçel,
Reçeller,
Rende,
sarı,
sofra
19 Eylül 2015 Cumartesi
ŞEFTALİ REÇELİ...Lokum Kıvamında...
Pazar alışverişlerinde kendime bir türlü dur diyemem. Tezgahlar öylesine zevkli düzenlenmiş, öylesine rengarenk oluyor ki bir-iki çeşit alıp gitmek çok zor. Marketin manav reyonunda tezgahlara göz gezdirirken bunları düşünüyordum. Kara üzümler kasalarında yan gelmiş yatıyorlardı. Kimbilir nerelerden, kaç saatlik yollardan geldiler ama taze oldukları yeşil saplarından belliydi. Bağdan topluyormuş gibi büyük salkımlardan seçtim iki kiloya yakın geldi.
Üzümü aldım, gözüm hâlâ tezgahlarda gezinmeye devam ediyor. Kara incirler plastik kaplarda alıcılarını bekliyorlardı ama beklemekten helak olmuş gibiydiler, onları geçtim. Tezgahın büyükçe bir kısmına şeftalileri dökmüşler. Ne de çok severim şeftaliyi. Satıcı çocuk akıllı, anladı benim zaafımı şeftaliyi övüyor. Fiyatı da uygun. Seçeyim bari dedim aldım elime naylon poşeti. Dayanıklı olsun diye sertçe olanları seçtim.
Üzümü aldım, gözüm hâlâ tezgahlarda gezinmeye devam ediyor. Kara incirler plastik kaplarda alıcılarını bekliyorlardı ama beklemekten helak olmuş gibiydiler, onları geçtim. Tezgahın büyükçe bir kısmına şeftalileri dökmüşler. Ne de çok severim şeftaliyi. Satıcı çocuk akıllı, anladı benim zaafımı şeftaliyi övüyor. Fiyatı da uygun. Seçeyim bari dedim aldım elime naylon poşeti. Dayanıklı olsun diye sertçe olanları seçtim.
28 Temmuz 2015 Salı
MÜRDÜM ERİK REÇELİ...Mürdüm Renkli Lezzet...
Kahvaltı soframızda bu sabah yeni bir reçel tadılmayı bekliyordu. Reçel tabağımı görücüye çıkarılan kızlar gibi süsledim-püsledim ortaya getirdim. Aslında bir gün önce kaynatmış ve sıcak sıcak bir lokma tadına bakmıştım da pek beğenmemiştim. Ballı lokma diye adlandırdığım Kuru Kayısı reçelinden sonra pek zayıf kaldığını düşünmüştüm.
Hatta, blogger arkadaşım İlhan Ucer beyefendinin zaman zaman bazı yiyecekler için kullandığı deyimle, "Haysiyetli" Kayısı'nın yanında Mürdüm Eriğinin esamesinin okunmayacağı da bir gerçekti. Kahvaltı soframızda hiçbir şey söylemeden yeni reçelimin tadılmasını bekledim.
Hatta, blogger arkadaşım İlhan Ucer beyefendinin zaman zaman bazı yiyecekler için kullandığı deyimle, "Haysiyetli" Kayısı'nın yanında Mürdüm Eriğinin esamesinin okunmayacağı da bir gerçekti. Kahvaltı soframızda hiçbir şey söylemeden yeni reçelimin tadılmasını bekledim.
6 Şubat 2014 Perşembe
AYVA MARMELATI...Son Ayvalar...
Sonbaharın gelmesi ile pazar tezgâhlarını tepeleme dolduran ayvalarla pazar yerleri sarıya kesince; "Eyvahlar olsun, bu sene ayva çok bol kış ağır geçecek, kar-kış kapıda" diye içimden geçiririm. Geçen yıl bu kadim bilgiye dayanarak havaların sertleşmesini bekledim. Kar da atıştırdı, soğuklar da oldu ama ayvanın bereketine uygun bir kış olmadı.
Bu sonbahar da ayva bolluğu pazarda sapsarı göz kamaştırınca, sert geçecek bir kışı beklemeye başladık. Kar serpiştirdi, kuru soğuklar oldu ama hâlâ beklediğimiz kış gelmedi. Elbette, yaşadığım İstanbul şehrinden bahsediyorum. Yoksa, tüm dünyada ve ülkemizde bir çok bölgenin kar altında çok soğuk günler yaşadıklarını biliyorum. İstanbul, coğrafi konumu itibarıyla olsa gerek mevsimler her yıl aynı şartlarda yaşanmıyor.
Bu sonbahar da ayva bolluğu pazarda sapsarı göz kamaştırınca, sert geçecek bir kışı beklemeye başladık. Kar serpiştirdi, kuru soğuklar oldu ama hâlâ beklediğimiz kış gelmedi. Elbette, yaşadığım İstanbul şehrinden bahsediyorum. Yoksa, tüm dünyada ve ülkemizde bir çok bölgenin kar altında çok soğuk günler yaşadıklarını biliyorum. İstanbul, coğrafi konumu itibarıyla olsa gerek mevsimler her yıl aynı şartlarda yaşanmıyor.
Etiketler:
Ayva,
Dünya,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
kar,
kış,
marmelat,
mutfak,
Rabia Serteli,
Reçeller,
sonbahar,
yaşam
16 Kasım 2013 Cumartesi
AYVA REÇELİ...Bazıları Rende Sever...
Reçel dediğin tadı iç bayıltacak, tereyağlı ekmek diliminin üzerine az bir miktar sürülmesi yetecek. Son yaptığım kuşbaşı doğranmış ayva reçelini az su ve az şekerle kaynattığım için iç bayıltmak bir yana hafif tadıyla bilhassa iç açıyor ve yemelere doyamadığımız için de reçel kavanozu tez vakitte boşalıyor.
Semt pazarındaki taze sebze-meyvelere dayanamayıp, her zaman ki gibi ihtiyacımdan fazlasını satın aldığım için bir hafta önce kaynattığım reçel bitmediği halde kalan ayvaları pişirmek için mutfağa girdim. Bu sefer tadı yerinde, tam reçel kıvamında pişirmeye karar verdim. Güzelce yıkadığım ayvaları kabuklarıyla rendelemeye başladım.
Semt pazarındaki taze sebze-meyvelere dayanamayıp, her zaman ki gibi ihtiyacımdan fazlasını satın aldığım için bir hafta önce kaynattığım reçel bitmediği halde kalan ayvaları pişirmek için mutfağa girdim. Bu sefer tadı yerinde, tam reçel kıvamında pişirmeye karar verdim. Güzelce yıkadığım ayvaları kabuklarıyla rendelemeye başladım.
7 Kasım 2013 Perşembe
AYVA REÇELİ...Kuşbaşı Doğradım...Tadı Jöleli.
Yaz bitti, sonbaharın bu son ayında yazdan kalma günler yaşıyoruz ama kış kapıda. Kış mevsiminin çetin şartlarında evlerde mahsur kalırız korkusuyla olsa gerek kavanoz kavanoz konserveler, turşular, reçeller yaptık. Bu işlerin bir büyüsü var herhalde ki kendimi alamıyorum. Her boş kavanozu doldurdukça, görevini yapmış bir insanın rahatlığını hissediyorum.
Yaz meyvelerinden reçeller kaynattım. Mesela, Mürdüm Eriği Reçeli bunlardan biri ve tarifini de bu sayfalarda paylaştım. Reçelleri az şekerli ve meyve yoğunluklu yaptığım için bize reçel dayanmıyor. Yazın kaynattığım reçellerin hepsi bitti.
Yaz meyvelerinden reçeller kaynattım. Mesela, Mürdüm Eriği Reçeli bunlardan biri ve tarifini de bu sayfalarda paylaştım. Reçelleri az şekerli ve meyve yoğunluklu yaptığım için bize reçel dayanmıyor. Yazın kaynattığım reçellerin hepsi bitti.
28 Ağustos 2013 Çarşamba
SÜT REÇELİ...Dulce de leche
Bu kış bazı blogger arkadaşlar süt reçeli diye bir tarif paylaştılar ve sütün tam yağlı mandıra sütü olmasında ısrarcıydılar. Ben de acele etmedim, hele bir yaz gelsin de köylülerin getirdiği mandıra sütüyle bir denerim dedim. Kış bitti! yaz günlerine kavuşmanın sevinci ve heyecanı ile yazlığa geldiğimiz ilk günlerde, hem de tam yerleşmeden işlere bir gün ara verip, süt reçeli kaynatmaya karar verdim.
Bir litre sütü, bir buçuk su bardağı toz şeker ile ocağın üstüne oturttum. Karıştırarak, şekerini erittiğim sütün kaynamasını bekledim. Kaynama başlayınca da bir kahve kaşığı (silme) karbonatı ilave ettim ve ateşi kıstım. Yani, verilen tariflere harfiyen uydum.
Bir litre sütü, bir buçuk su bardağı toz şeker ile ocağın üstüne oturttum. Karıştırarak, şekerini erittiğim sütün kaynamasını bekledim. Kaynama başlayınca da bir kahve kaşığı (silme) karbonatı ilave ettim ve ateşi kıstım. Yani, verilen tariflere harfiyen uydum.
14 Ağustos 2013 Çarşamba
KURU KAYISI REÇELİ...Sanki Ballı Lokma!
Hiç abartmıyorum! gerçekten her biri ballı lokma. Fazla değil bir tanesini ağzınıza attığınız anda damağınız bu lezzet karşısında neye uğradığını şaşırıyor. Bir tane daha, bir tane daha diye inliyor. Ama olmaz ki; şeker zararlı, şeker zararlı diye tekrarlayarak kendini durdurmaya çalışıyorsun. Ama ne fayda, çok seri bir hareketle ikinciyi de ağzına atıveriyorsun. O an sırtı yere gelmiş güreşçiden hiç farkın yok. Tuş...kendin, kendine karşı yenildin.
Kış mevsiminde kuru kayısıyı evden eksik etmeyiz. Kâh güneşte kurutulmuşunu, kâh kükürtle sarartılmışını, farketmez. Yeter ki kayısı olsun. Suda bekletip şişirttiğimiz kayısıları canımız tatlı çektiği zaman sade veya yoğurtla tüketiriz. Kış bitti, yaz geldi ama ben eski alışkanlıkla yine bir -tabak- paket almış, gelmişim. Yaz mevsiminde tebdil-i mekan eylediğimiz için ritüeller de değişiyor. Baktım, kayısılara elini süren yok. Sahur için pilav makarnanın yanına hoşafını mı yapsam, tatlısını yapıp iftar sofrasına çeşit mi katsam diye gönül gezdirirken reçelini kaynatmaya karar verdim.
30 Ocak 2013 Çarşamba
AYVA REÇELİ... Meyve Yoğunluklu...
Sonbaharın başında anlaşılmıştı bu kış ayvanın bol olacağı, buna bağlı olarak da kışın sert geçeceği. Sert geçecek kışı beklemeye başladım. Avrupa, bembeyaz karlar altında, doğu illerimiz zaten kışa uzun zamandır teslim olmuş. Biz ise İstanbul'da yazdan kalan güneşli günler yaşadık. Bu hafta sonu kar Trakya'dan giriş yaptı da İstanbul biraz soğudu ama kar yine yok. Havada kar kokusu da yok.
Karlı-buzlu soğuk havaları sevdiğimi zannetmeyin. Benim derdim yağan karın seyrine durmak değil. Kış soğuğu zaten sevilesi bir şey değil. Benim derdim, ne olacaksa olsun, kış kışlığını yapsın ve gitsin. Bütün istediğim bu.
Karlı-buzlu soğuk havaları sevdiğimi zannetmeyin. Benim derdim yağan karın seyrine durmak değil. Kış soğuğu zaten sevilesi bir şey değil. Benim derdim, ne olacaksa olsun, kış kışlığını yapsın ve gitsin. Bütün istediğim bu.
Etiketler:
Ayva,
Ayva reçeli,
Dünya,
Havadan sudan,
Hayat,
insan,
kahvaltı,
meyve,
mutfak,
Rabia Serteli,
reçel,
reçel tarifi,
Reçeller,
yaşam
19 Aralık 2012 Çarşamba
PORTAKAL REÇELİ...Kahvaltı Sofrasının Tadı.
Kış hastalıklarından korunmak için suyunu içtiğimiz, hararetimizi söndürmek için soyup yediğimiz portakal bizi dirençli kıldığı gibi kendisi de dayanıklı bir meyvedir. Buzdolabında veya kışın balkonlarımızda rahatlıkla saklayabiliriz. Haftalık semt pazarlarında veya marketlerin indirim günlerinde cüz'i fiyata satılan portakalın uzun süre saklanabilmesi nedeniyle hem besin maddesi hem de doğal ilaç olarak istifade etmemiz akıllıca olur.
Öğrenciler ve çalışan her yaşta kadın ve erkeğin gün boyu ihtiyaçları olan enerjiyi sağlayan kahvaltı öğününe önem vermeleri gerekiyor. Peynir, zeytin, yumurta, tereyağ ve reçel temelinde olup, çok çeşitli varyasyonlarla zenginleştirilebilen geleneksel kahvaltı sofralarımızın beslenmemiz için yeterli olduğu ayrıca vitamin takviyesine gerek olmadığı bilinmektedir.
Öğrenciler ve çalışan her yaşta kadın ve erkeğin gün boyu ihtiyaçları olan enerjiyi sağlayan kahvaltı öğününe önem vermeleri gerekiyor. Peynir, zeytin, yumurta, tereyağ ve reçel temelinde olup, çok çeşitli varyasyonlarla zenginleştirilebilen geleneksel kahvaltı sofralarımızın beslenmemiz için yeterli olduğu ayrıca vitamin takviyesine gerek olmadığı bilinmektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)