Kalbura Bastı, çok eskilerden bir hatıra olarak hafızamda yer etmiştir ama Allah biliyor ya bu güne kadar yapmak hiç aklıma gelmedi. Çok eskiyi anlatmak bakımından sevdiğim bir tabir vardır, "fi tarihi" deriz, işte bu tatlı da benim için fi tarihinden kalmadır ve orada da kalmıştır. Hal böyleyken, son zamanlarda sosyal medya hesaplarında sıkça bahsi geçer oldu.
Her gördüğümde de aile geçmişimize dair anılar hafızamda bir bir canlandı. Yakın akrabalık ilişkileri içinde ne çok iftarlar, bayramlar ve özel günler yaşadık. O müstesna günlerde sayısız sofralar kuruldu. Aile büyüklerinin evlerinde özene bezene hazırlanan yemeklerin, böreklerin ve tatlıların tadı bu gün bile hala akıllarda.
Şimdi o evler kapandı, sahipleri artık yok. Aşık Veysel'in dediği gibi dünya denilen iki kapılı handa ömürleri yettiğince yürüdüler. Yol bu elbet bir sonu vardı. Onlar da yolun sonunda ikinci kapıdan çıkıp, gittiler. Bir vardılar, bir yok oldular. Bize de onları dualarla yad ederek, iyilikle hatırlamak kaldı.
Kalbura Bastı tatlısını, yukarıda da dediğim gibi fi tarihinde daha çocuk yaşlarımda iken, ailenin becerikli ve bir o kadar da güzel gelini yengemizin yeni bir tarif diyerek iftiharla sunduğu bir tatlı olarak hatırlıyorum. Tatlıyı herkes sevmişti de ailenin büyükleri yengemizin mutfaktaki maharetlerini bir kere daha tasdik etmişlerdi.
Geçtiğimiz Ramazan ayının son günlerinde bayram tatlısı hazırlamak için kararsız kaldığım sırada gönül gezdirirken tekrar aklıma düştü. Eski, güzel günlerin hatırasına hürmeten, birbirlerine aşık yakışıklı dayımızı ve maharetli güzel eşi yengemizi burada bir kere daha hayırla yad ediyorum. O güzel günlerden günümüze içerisinde sevgilerini hissettiğim tatlımızın tarifini sizlerle paylaşmak inanın çok heyecan verici.
KALBURA BASTI:
Malzemeler;
2 Yumurta
Yarım paket (125 gram)Tereyağ (oda sıcaklığında)
1 çay bardağı Sıvı yağ
1 çay bardağı Yoğurt
1 çay bardağı İrmik
Yarım paket Kabartma Tozu
4 su bardağı Un
Şerbeti için;
3 Su bardağı Toz Şeker
3,5 Su bardağı Su
1 Tatlı Kaşığı Limon Suyu
İç harcı için;
İri kıyılmış Ceviz içi,
Üzeri için;
Hindistan Cevizi Rendesi
YAPILIŞI:
Şerbeti için şekeri ve suyu tencereye alalım. Şeker eriyene kadar karıştıralım.
Kaynama başlayınca limon suyunu ilave ederek ateşini kısalım.
Şerbet tenceresini 15-20 dakika sonra ateşten alarak soğumaya bırakalım.
Hamuru yoğuracağımız kaba en son un ve kabartma tozu olacak şekilde malzemeleri sırasıyla ilave edelim.
Birbirine iyice karıştırdığımız malzemelere unu ve kabartma tozunu da ilave ederek yoğuralım.
Ele yapışmayan, orta sertlikte bir hamur elde edelim.
Hamurun üzerini kapatarak en az yarım saat buzdolabında bekletelim.
Hamura şekil vermek için rende kullandım.
İstediğimiz büyüklükte (bir tanesi porsiyon olacak büyüklükte olması tercih edilebilir) koparttığımız hamur parçalarını yuvarlayıp, rendenin üzerine koyup, bastıralım.
Bir yemek kaşığı kadar ceviz içini hamurun ortasına koyup, rendeye yapışmış hamuru kenarlarından toplayarak ortada birleştirelim.
Hamurun birleştiği yeri alta gelecek şekilde yağlanmış tepsiye dizelim.
Orta hararetli fırında 180° de üzeri kızarana kadar pişirelim.
Fırından çıkardığımız tepsinin ilk sıcaklığının geçmesi için 1-2 dakika bekleyelim.
Tepsinin kenarlarından doğru şerbetini verelim.
Şerbet ilk görüşte size çok gibi gelebilir ama merak etmeyin, çekecektir.
Tepsiyi tekrar fırına yerleştirelim ve tadını çekmesi için bırakalım.
Ben fotoğraf için iki tanesini bir tabağa yerleştirdim.
Tatlıyı çok tüketenler haricinde bir tanesi bile yeterli oluyor.
Tatlılarımızın üzerini hindistan cevizi rendesi veya şam fıstığı rendesi ile süsleyebiliriz.
Eğer varsa yanında kaymakla da enfes olabilir.
Bence her şey olabilir de önemli olan gönlünüzce olması.
Afiyet olsun!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bazı tatlar hiç eskimez ve alır bizi geçmişe götürür.. ellerinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler, hem de çocukluk yıllarına...
SilElinize sağlık Rabia Hanım. Okurken ben de eskilere gittim, annem ve ablam çok güzel yapardı. Nedense mutfağa meraklı olsam da Kalbura Bastı`yı şimdiye kadar hiç denemedim. Sizin yazınız vesile olur belki.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, dediğim gibi ben de ilk defa yaptım. Çok da güzel oldu. Ne varsa eskilerde var.
SilTereyağı oda sıcaklığında mı ekleniyor acaba?
YanıtlaSilKeklerde tereyağ eritilerek kullanılır. Turta veya kurabiye gibi hamuru katı olanlarda eritilmeden, yumuşatılarak kullanılır. Bunun için de geceden dolaptan çıkarıyorum.
SilYazmışsınız gözümden kaçmış :)
YanıtlaSilOlsun, ben yine de cevap yazdım. Sevgilerimle...
Silyazınız eskiye götürdü beni. gerçekten eskiden çok yapılırdı değilmi? ben çok severdim. bu yazıyı okuyunca şöyle bir düşündüm, hakikaten son 5-6 yıldır hiç yemedim ve yapan da olmadı çevremde..elinize sağlık
YanıtlaSilTatlıların da modası var galiba. Yemek yazarları, bloggerlar hepsi çok çalışkanlar. Devamlı yeni tarifler paylaşıyorlar. Bazı tarifler de uygulanabilirlilik ve damak tadımıza uygunluk bakımından rağbet görüyor ve yaygınlaşıyor. Herkes de o tarifin peşine düşüyor. Eski tarifler de bir köşede bekliyorlar. Ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
SilBayramlarda benim annemde yapar. Ellerinize sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Annenize buradan sevgi ve selamlar...
SilTarihe geçecek bir lezzet olmuş elinize saglik...
YanıtlaSilTeşekkürler Sibel hanım. Sevgilerimle...
Sil