Bir acayip memlekette yaşıyoruz vesselâm! Aslında çok defalar yeri geldi de bana düşmez diye yazmaktan imtina ettim. Anlatmaya çalıştığım, bir vakitler var iken birden ortadan kaybolup, yıllar sonra tekrar ortaya çıkan sanatçılarımız hakkında. Anlayacağınız, hepimizin malumu olan bir hadisenin dile getirilişi, diğer bir deyişle malumun ilanı.
Bu konuda beni düşünmeye sevkeden ilk olay, yıllar önce rahmetli Neşet Ertaş'ın şöhretinin doruklarında olduğu, konserlerinin haber olduğu son yıllarında Nil Karaibrahimgil'in, Neşet Ertaş'ı tanımıyorum demesiydi. Genç sanatçı büyük tepkiler almıştı ama aslında tanımaması onun suçu değildi. Diğer insanların cesaret edemediğini yapmış ve gayet açık yüreklilikle bunu ifade edebilmişti. Hatta, rahmetli de bu durumu yadırgamamış ve genç sanatçıya hak vermişti.
Çünkü, rahmetli Neşet Ertaş, henüz genç yaşlarında geçim derdiyle, çoluk-çocuğunun maişetini kazanmak için gurbet yollarına düşmüş. Sazıyla, sözüyle türkülerini, bozlaklarını seslendirdiği memleketi ona ailesini geçindirme imkanı veremediği için uzun yıllar yurt dışında yaşamış. Hal böyle iken, bir gün konserleri haber olan Neşet Ertaş adında bir saz üstadı çıktı ortaya. Soyadından dolayı yabancı gelmedi. İstanbul Radyosu sanatçılarından Muharrem Ertaş, bildiğim bir isim ama Neşet Ertaş, benim için tamamen yabancıydı. Dolayısıyla, Nil Karaibrahimgil'in tanımaması çok normaldi.
Gelelim bu güne ve dün (27 Eylül, cuma günü) ölüm haberini aldığımız Tuncel Kurtiz'e. Tiyatro ve sinema sanatçısı Tuncel Kurtiz'i bilhassa Yeşilçam filmlerinden tanıyorum ve hayal-meyal de olsa Dormen tiyatrosundaki oyunlardan hatırlıyorum. Tuncel Kurtiz'in hafızamdaki fotoğrafı genç, cevval, oynadığı karakterin hakkını veren çok iyi bir oyuncu. O günlerin tabiriyle, "Sosyal içerikli" filmlerde toplumdaki ezilen insanları, doğunun çetin şartlarında yaşayan köylüleri canlandırırdı. Oyunculuğu mükemmeldi ve benim naçiz kanaatim, Yılmaz Güney filmlerinin başarısında Tuncel Kurtiz'in oyunculuk gücü, yaptığı işe olan inancı ve emeği çok büyüktür.
Daha sonra bu günlere gelindiğinde, yerlere göklere kondurulamayan bir yaşlı adam çıkıyor ortaya ve adına da Tunçel Kurtiz diyorlar. Hayda! genç Tuncel Kurtiz'in fotoğrafı hafızamda capcanlı dururken o fotoğrafın yerine bu yaşlı adamın resmini oturtmak nasıl mümkün olacak.
Ailesinin imkanlarına rağmen başka meslek düşünmeyerek kendini oyunculuğa adamış. İşine sevdalı, doğru-düzgün ve dürüst bir adam. Memleketinde barınamamış idealleri uğruna buraları terketmek mecburiyetinde kalmış. Hafızamdaki genç insanın yerine yaşlı Ramiz Dayı'yı koymam gerçekten hiç de kolay olmadı.
Demem o ki; bu insanları bizden, bizi bu insanlardan yıllarca mahrum bırakan memleketimiz için "acayip" nitelemesi çok hafif kaldı ama madem ki onlar, gençliklerini gurbet ellerinde, sıla özlemiyle yaşamalarını görmezden gelen milletine gönül koymayıp, dönüp geldiler ben ne diyebilirim!!!
Benim diyeceğim; bu dünyadan gidenlere selam olsun, mekânları cennet olsun, değer bilmez milletimin başı sağ olsun!!!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sevgili Rabia yazını can kulağı ile dinledim derler ya ben de can kulağı ile okudum çok güzel dile getirmişsin yüreğine sağlık canım.Ölen değerlerimize Rabbim rahmet eylesin bunlar gerçek sanatçılar ama nedense ülkemiz de değerleri çok geç anlaşılıyor.Sevgilerimle..
YanıtlaSilSevgili Vişnap :) Böyle gelmiş, böyle de gider. İleri yaşlarda da olsa değerlerinin anlaşılması tesellimizdir. Ziyaretin ve değerli yorumun için teşekkürler...
SilNe kadar doğru şeyler yazmışsınız. Tamamen katılıyorum. Ama hiç yadırgamıyorum çünkü bu memlekette çok beklenmedik şeyler oluyor. Ama sanatlarından ödün verselerdi de aynı saygıyı hak edeceklerdi, yaşam savaşı içinde. Haluk Bilginer'e oynadığı bir komedi dizisi hakkında soruyorlar." Dizi güzel de bire bir yabancı bir dizinin kopyası, siz fark etmediniz mi bunu?" Bilginer, "çok para verdiler oynadım" diyor. Durum budur. Sakın Bilginer'i kınadığım anlamı çıkmasın aksine çok takdir ederim.
YanıtlaSilKapitalist sistemde ya harcayanlardan ya da harcananlardan olacaksın, başka alternatif yok. Ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim :)
SilGercek sanatcilara ne zaman deger verilmis ki bizim memleketimizde.Genclikleri gecim derdiyle-yasaklarla gecmis nice sanatcimiz var.Tam degerleri bilindi,genclere bildiklerini aktaracaklar zamanda göcüp gidiyorlar bu dünyadan,arkalarinda hos bir seda....Mekani cennet olsun Tuncel Kurtiz,Neset Ertas,Yilmaz Güney,Ahmet Kaya,Müslüm Gürses ve digerlerinin....
YanıtlaSilPaylasimin icin tsk.ediyorum Sevgili Rabia.Sevgiyle ve Dostca kal....
Sevgili Yıldız, doğduğun değil doyduğun yer memleketin diye bir deyim vardır. Gurbet hep yaşanmıştır ve yaşanacaktır da ama mecburiyet olması, ülkesinde yasaklı olmak çok acı verici birşey. Ziyaretin ve kıymetli yorumun için teşekkür ederim :)
Sil