18 Şubat 2020 Salı

EV TELEFONU...Bir Zamanlar...

Geçtiğimiz yıldan beri aklımda. Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor. Bir türlü bir karara varamadım. Evdeki sabit telefonu kapatıp, kapatmamak konusunda kararsız kaldım. Telefonun kampanya süresi dolduğu için de acele karar vermem lazım. Bu arada, yaşantımız da adeta kampanyalara endekslendi. Hele ki cep telefonlarını kampanyasız kullanan yoktur herhalde. Bu durumda akla bir soru geliyor ister istemez. Kurumlar kampanya fiyatları ile zarar etmediğine göre kampanyasız fiyatlar neden o kadar pahalı. Gerçi, normal görüşme fiyatlarını bilmiyorum ama maazallah, vaktinde yenileme yapmaz da bir kaç gün de olsa normal tarifeden kullanırsak sanki ocağımıza incir ağacı dikecekler, o derece de korkuyoruz.


Konumuza dönersek, sabit telefonun kapatılmasındaki bu kararsızlığım size tuhaf gelebilir. Alt tarafı bir telefon diyebilirsiniz. Ancak, bu dediğiniz şimdi için geçerli. 70'li yıllarda hatta 80'li yılların sonlarına kadar eve telefon almak kolay değildi. Devlet yatırım yapmadığı için PTT Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Telefon Baş Müdürlüğü mevcut şebekenin çalıştırılmasından başka bir iş yapmıyordu. Aslında, mevcudun işletilmesinde de zafiyetler vardı. Telefonları kullanabilmek için hat gelmesi (çevir sesi) beklenirdi. Telefonu çok kullanan insanların çevir sesini getirecek totemler icat ettiklerini sonradan çok dinledik.

Ailem, 70'li yılların başından itibaren eve telefon bağlatmak konusunda hevesliydi ama ancak 70'li yılların sonlarına doğru ilk müracaatlarını yapmışlardı. Babamızın dediğine göre dilekçeyi kayda alan memura telefonun ne zaman bağlanacağını sorduğunda memur kızgın bir şekilde elindeki dilekçeyi sallayarak, "boşuna veriyorsunuz bu dilekçeleri, boş kutu yok" diyerek, diğer bekleyenlere de duyuracak şekilde celallenmiş. Memur da haklı, olmayan bir şeyi nasıl versin. Belki, telefon sahibi biri bu dünyadan göçüp, gider de evi kapanırsa onun hattı sıradaki vatandaşa verilebilir. Ancak, telefon hatları o kadar değerli ki sahibinin vefatı halinde mirasçılardan biri hattı kendi üzerine geçirebilir. Veya, telefona ihtiyaçları yoksa kara borsa sattıkları rivayet olunurdu. Ayrıca, o yıllarda telefonlar ancak 10-15 yıl içerisinde bağlandığından ileriyi gören ebeveyn, çocukları için de dilekçe vererek telefona bir nevi çeyiz muamelesi yaparlardı.

Hevesi iyice kaçmış olan babamız daha sonraları Bakan imzalı dilekçelerin işe yaradığını duymuş ve başlamış Ankara'ya gidecek bir üst düzey bürokrat veya partili bir tanıdık aramaya. Arayan bulurmuş, derler. Hakikaten, Ankara'dan zamanın İçişleri Bakanı'nın imzasını taşıyan dilekçemiz geldi. Nicedir hevesi kaçmış, inancını kaybetmiş olan babam yeni bir heyecanla giderek, İstanbul Telefon Baş Müdürlüğüne dilekçesini verdi. Dilekçeyi verdi, vermesine de dilekçeyi alan memurun yaklaşımı farklı olmadı ki babamız bir daha telefonun adını ağzına almadı. Zaten, dilekçesine de herhangi bir cevap gelmedi.

Kapatmakta kararsız kaldığım evimizin kadim dostu telefonumuz hakkında yazıp, çizilecekler bitmedi ama ben yoruldum, muhtemelen siz de yoruldunuz. Bu günlük bu kadar olsun. Sağlık ve mutluluk dolu günleriniz olsun. En yakın zamanda görüşmek üzere.






24 yorum:

  1. Ya ben de kapatmaya kıyamıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok arkadaş, akraba kapattı ama ben de bir müddet kararsız kaldım. Hatıralar engelliyor. Sevgiyle...

      Sil
  2. Yazıyı okuyunca aklıma TRT Arşiv'in şu videosu geldi. Eskiden telefon bağlatabilmek için 4-5 sene beklenmesine inanamamıştım ama daha uzun bekleyenler de varmış :-)

    https://www.youtube.com/watch?v=a_iMrbIVwK4

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarken hiç aklıma gelmedi böyle videoların olacağı, teşekkür ederim Şule hanım. Bağlanma sürecinin en az 10 yıl olduğundan eminim ama semtlere göre değişiyor olabilir. Geçmişte özlediğimiz çok şey var elbette başta sevdiklerimiz ama böyle de yokluklar vardı. Sevgilerimle...

      Sil
  3. ev telefonu kullanan kalmadı artık yaa. hiç çalıyo mu arayan oluyo mu ki evden. kapatıp telefonu nostaljik süs olarak kullanabilirsiniz kiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnterneti vaktiyle telefon hattından aldığım için kapatmayı düşünmedim ama artık hat olmadan da internet bağlanıyor.

      Sil
  4. :) bu çevirmeliye hastayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sabır isteyen bir sistem. 1 iyi de 0'ı çevirdiğinizi düşünün :)

      Sil
  5. Telefonu kapatmak, telefonla beraber olan anıları da kapatmak gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette. Ne çok müjdeler aldık. Bazen de acı haberler de geldi.

      Sil
  6. Bekarken cep telefonları da yaygın olmadığı için ev telefonumuz vardı ama evlenince eşiminde benimde cep telefonu olduğundan hiç açtırmadık. Hiç gerek de olmadı. Açıkçası doğru dürüst kullanmayacağım bir şey için ekstra para vermek anlamsız geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski zamanlarda olup da bugün unuttuğumuz çok şey var. Ev telefonlarının akıbeti de öyle olacak.

      Sil
  7. ben de aynı durumdayım , kapatırsam bir devride kapatacağım sanki ... anılarımı , çocukluğumu ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanki eskilerden bir ses alo diyecekmiş gibi...

      Sil
  8. Ev telefonunu hala kullananlardanım. Mesela annem, eşimin ailesi hep ev telefonundan arar. Ben de kullanıyorum doğrusu:) Kapatmak hiç aklıma gelmedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes o kadar çok alıştı ki Semi hanım, sabit telefonu olanlar bile cep telefonundan arıyor. Cep telefonumun konuşma hakkı da çok ve hiç bitiremiyorum. Bir çok nedenden ötürü kapatmak istiyorum ama hatıralar beni kararsız yapıyor.

      Sil
  9. 3 yıl ara vermişim inanın her şeyi unutmuşum:( ama siz doğru yere gelmişşiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden izleyenin fotoğrafını tıklayınca bloğuna kolayca ulaşıyorduk. Google sayesinde bulduğum bloğunuzda da isminize rastlamayınca tereddütte kaldım ve sitem ettim. Neyse geç olsun da güç olmasın demişler. Sevgilerimle...

      Sil
  10. Hayatımızdan çıkıp gidiyor birçok şey. Sabit telefon da onlardan biri. Günümüzün koşturmacalı günlerine ayak uydurması çok zordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle. Geriye baktığımızda ne çok eşyamızı artık kullanmadığımızı farkediyoruz.

      Sil
  11. Evet haklısınız aslında geçmişiniz bir parçasını atmış gibi oluyorsunuz ya da öyle hissediyorsunuz gerçi biz kapatalı 12-13 sene olmuştur heral de ama ihtiyaç duyulmuyor pek hayırlısı olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler HürPost, evet haklısınız ben de hayırlısı neyse o olsun diyorum. Akışına bıraktım.

      Sil
  12. Geçmişte ne çok anlamlı ve heyecanlıymış her şey. Heyecanımızı kaybettik 😞

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşananlar size heyecanlı ve anlamlı gelebilir ama babamın o günkü uğraşları bugün içimi burkuyor :(

      Sil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...