Halbuki bir dindara, insanları *zemmetmek yakışmaz. Dindar insan, hele ki din alimi ise insanlara kusur atfetmez. Onları rencide etmez. Şeytanın aklına gelebilecek fikirleri insanların aklına sokmaz. Aksine, insanlarda gördükleri iyi hasletleri överler. Yanlış yolda olanları münasip bir lisanla ikaz ederler. İlim sahibi, alim kişi büyüklenmez, bilmeyenleri hakir görmez. Alaycı bir dil kullanmaz. Duruşu ciddidir ama insanlarla olan münasebetlerinde her daim mütebessimdir.
din etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
din etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
27 Ekim 2018 Cumartesi
ŞORTUMA DA BAŞÖRTÜME DE KARIŞMA...Kadın Dayanışması...
Son yıllarda sosyal medyada, televizyonlarda bir takım adamlar kimisi modern görünümlü kimisi sakallı, kerameti kendinden menkul hoca efendiler kameraların karşısına geçip, ahkâm kesiyorlar. İnsanların yaşayışlarına, giyim kuşamlarına, hal ve tavırlarına karışmak diyebiliriz ama bence karışmanın da ötesinde hüküm veriyorlar. Kendilerince olması gerekeni din üzerinden empoze etmeye çalışıyorlar. Toplum bilimci, sosyolog veya psikologların alanına girecek konularda bile gayet rahat, fütursuzca fetva vermeye kalkıyorlar.
Halbuki bir dindara, insanları *zemmetmek yakışmaz. Dindar insan, hele ki din alimi ise insanlara kusur atfetmez. Onları rencide etmez. Şeytanın aklına gelebilecek fikirleri insanların aklına sokmaz. Aksine, insanlarda gördükleri iyi hasletleri överler. Yanlış yolda olanları münasip bir lisanla ikaz ederler. İlim sahibi, alim kişi büyüklenmez, bilmeyenleri hakir görmez. Alaycı bir dil kullanmaz. Duruşu ciddidir ama insanlarla olan münasebetlerinde her daim mütebessimdir.
Halbuki bir dindara, insanları *zemmetmek yakışmaz. Dindar insan, hele ki din alimi ise insanlara kusur atfetmez. Onları rencide etmez. Şeytanın aklına gelebilecek fikirleri insanların aklına sokmaz. Aksine, insanlarda gördükleri iyi hasletleri överler. Yanlış yolda olanları münasip bir lisanla ikaz ederler. İlim sahibi, alim kişi büyüklenmez, bilmeyenleri hakir görmez. Alaycı bir dil kullanmaz. Duruşu ciddidir ama insanlarla olan münasebetlerinde her daim mütebessimdir.
Etiketler:
başörtüsü,
din,
dindar,
Dünya,
erkek,
fetva,
Havadan sudan,
Hayat,
Hayata Dair,
insan,
kadın,
Rabia Serteli,
toplum,
yaşam
6 Ekim 2018 Cumartesi
KEŞİŞİN ON GÜNÜ...Muammer Yüksel...
Yazarını tanımadığım, sırf ismindeki "keşiş" kelimesi için seçip, sepete attığım kitabı elime aldığımda inşallah vaktimi boşa harcatmaz diye içimden geçirmiştim. Kitabın ismine ve kapak fotoğrafına bakınca dünya üzerinde yaşanmış çok eski zamanlara ait bir şeyler okuyacağımı tahmin ediyordum. Ödüllü veya çok satanlar listesinden seçtiğim kitapları okumak için acele ederim ama bu kez seçim farklı olduğu için yazlığa getirdiğim kitabıma başlamak için eve yerleşmeyi bekledim. Köyden gelen taze süt ile pişirdiğim sütlü kahve eşliğinde okumak üzere kitabımla balkona çıkarken düşüncelerim bunlardı.
Yazarın ilk kitabı olarak Haziran/2002 de birinci baskısı yapılan romanın ilk sayfasında yer alan kısa bir öz geçmişten öğrendiğimize göre yazarımız bir doktor, hem de cerrah. 1959 yılında Urfa'da doğan yazar ilk, orta ve lise eğitimini Ankara'da tamamladıktan sonra Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1984 yılında mezun olmuş. Uzmanlık alanı olarak Beyin Cerrahi'sini seçen Muammer Yüksel, halen beyin cerrahi uzmanı olarak görev yapmaktadır. Tıp aleminde bir espri vardır, bilirsiniz. "Tıbbiyeden her şey çıkar, ara sıra da doktor çıkar" derler. Yazarımız da bu sözü doğrular şekilde doktorluğunun yanısıra bir çok kitabın yazarı olarak edebiyat dünyasında yerini çoktan almış.
Yazarın ilk kitabı olarak Haziran/2002 de birinci baskısı yapılan romanın ilk sayfasında yer alan kısa bir öz geçmişten öğrendiğimize göre yazarımız bir doktor, hem de cerrah. 1959 yılında Urfa'da doğan yazar ilk, orta ve lise eğitimini Ankara'da tamamladıktan sonra Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1984 yılında mezun olmuş. Uzmanlık alanı olarak Beyin Cerrahi'sini seçen Muammer Yüksel, halen beyin cerrahi uzmanı olarak görev yapmaktadır. Tıp aleminde bir espri vardır, bilirsiniz. "Tıbbiyeden her şey çıkar, ara sıra da doktor çıkar" derler. Yazarımız da bu sözü doğrular şekilde doktorluğunun yanısıra bir çok kitabın yazarı olarak edebiyat dünyasında yerini çoktan almış.
9 Haziran 2015 Salı
RAMAZAN BEREKETİ...Sofrada ve İbadette...
Türkiye'yi doğusundan başlayıp Karadeniz kıyılarından devam ederek Marmara, Trakya, Ege ve Akdeniz ile tüm Anadolu'yu dolaştığınızda farkedersiniz ki; âdet ve görenekleri ile tamamen farklı olan bölgeler Ramazan ayı gelince tek bir coğrafya tek bir iklim olmuşlar. Hal böyleyken, yine de memleketimizin bazı bölgelerinde dini vecibelerini yerine getirmekte daha bir özenli dindar bir kesim vardır. Onlar Ramazanı iki ay önceden yaşamaya başlarlar.
Üç ayların -Recep, Şaban, Ramazan- başlangıcı Recep ayının girmesi ile ramazan orucuna hazırlık kabilinden haftanın belli günlerinde olmak üzere nafile orucuna, Kadir gecesi düzenlenecek hatim duasına yetiştirilmek üzere Kur'anı Kerim'in hatmi için cami veya evlerdeki mukabelelere başlanır. Berât kandilinden sonra yani Ramazan'a takribi 15 gün kala kıyı-bucak ev temizliği sonrasında iftar ve sahur sofraları için gerekli alışverişler yapılır. Alışverişleri ailenin maddi durumu belirler ama bu mübarek aya hürmeten sofraların zengin olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaz.
Üç ayların -Recep, Şaban, Ramazan- başlangıcı Recep ayının girmesi ile ramazan orucuna hazırlık kabilinden haftanın belli günlerinde olmak üzere nafile orucuna, Kadir gecesi düzenlenecek hatim duasına yetiştirilmek üzere Kur'anı Kerim'in hatmi için cami veya evlerdeki mukabelelere başlanır. Berât kandilinden sonra yani Ramazan'a takribi 15 gün kala kıyı-bucak ev temizliği sonrasında iftar ve sahur sofraları için gerekli alışverişler yapılır. Alışverişleri ailenin maddi durumu belirler ama bu mübarek aya hürmeten sofraların zengin olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmaz.
Etiketler:
bereket,
blog,
blogeer,
din,
Havadan sudan,
Hayata Dair,
ibadet,
iman,
inanç,
insan,
namaz,
oruç,
Ramazan,
yaşam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)