21 Ekim 2015 Çarşamba

YAHUDİ ÖYKÜLERİ...İliya'nın Hatırasına...

Memleketimin diğer illerinde nasıldır bilemem ama İstanbul'da, eski tabirle ekalliyet, türkçe adıyla azınlık, şimdiki cahillerin tanımlamasıyla yabancılardan konu açıldığında çoğumuzun anlatacak bir anısı vardır. Kiminin ermeni ustası olmuştur vaktiyle, öve öve bitiremez, kiminin rum komşusu olmuştur gözleri parlar hatırlayınca, kimi ise mahallesindeki yahudi tuhafiyecinin müşteriye olan saygısını hâlâ unutmamıştır. Eskiden yani mübadeleden önce azınlıkların ayrı mahalleleri (gettoları) vardı. Dolayısıyla komşuluk ilişkileri belki zayıftı ama dükkan sahibi yahudiler, zanaatkar ermeniler ve rum meyhanecilerle esnaf-müşteri ilişkileri sağlamdı.


Mübadele ve sonrasındaki göçlerle sayıları iyice azalan azınlıkların mahalleleri kayboldu. Ancak, ata-dede mezarlarının bulunduğu bu toprakları aziz vatanı bellemiş ve terketmeyi asla düşünmeyen yaşlılar ve bazı aileler belli semtlerde daha yoğun olmakla beraber tüm İstanbul'a dağılmış vaziyette yaşamlarını sürdürüyorlar.

Ortaokulun ilk yılında sınıfımızda ekalliyetten iki kız öğrenci vardı. Mahalleden aşinaydım ama arkadaşlığımız yoktu. Biri, üç katlı müstakil evleri olan zengin ailenin kızı Rebeka, diğeri ise bir evin girişinde dükkandan bozma iki göz odalı bir yerde ailesiyle barınan babasız, fakir İliya. Rebeka, ne kadar dik başlı, hakkını koruyan, kendine güvenli bir gençkız ise İliya da bir o kadar içine kapanık, yumuşak başlı, narin yapılı bir kızdı. İkisini, müslüman olmaya davet eden biyoloji hocamıza Rebeka diklenirken zavallı İliya başını önüne eğer kızarır bozarır, bir suçlu gibi susardı.


İliya, kış ortasında bir kaç gün okula gelmeyince merak ettim, okuldan eve dönerken kapılarını çaldım. Kapıyı açan anne şaşkın bakarken, kendimi tanıttım ve doğru İliya'nın yanına gittim. İliya, soğukalgınlığından yataklara düşmüş, anneannesi başucunda torunuyla ilgileniyordu. Kapıyı duyan ablada yanımıza geldi. Gülümseyen yüzlerindeki şaşkınlığı bu gün bile hatırlıyorum. İliya da şaşkındı ama çok sevindi, yatağında doğruldu. Ona okulu anlatırken, annesi bir bardak suyla yanımıza geldi ve bardağı bana uzattı.

Gülümseyerek su bardağını uzatan anne, narin yapısıyla İliya'ya benziyordu. Büyük bir hürmetle suyu içmemi ayakta bekledi. Ziyaretimden tüm aile ziyadesiyle memnun kalmıştı. Sıkılgan, içine kapanık kızlarını arayan-soran arkadaşı olmasına hem şaşırmışlar hem de sevinmişlerdi. Üç kadının gözleri üzerimizde merakla bizi izliyorlardı. Ziyaretin sonunda vedalaşırken İliya, İsrail'e göç edeceklerini söyledi. O gün onu son görüşümdü.

Yahudi Öyküleri kitabını görünce yukarıda kısaca anlattığım okul arkadaşlarımı, okul yolunu bir bir hatırladım. Çocukluk yıllarıma ait anılar içinde yüreğimi sızlatan İliya için ve yüzündeki gülümsemeyle dün gibi hatırladığım annesinin göstermiş olduğu hürmete karşılık bir saygı duruşu olarak Yahudi edebiyatını öğrenmem gerektiğini hissettim. Gerçi, İsrail devletinin 1948 yılında kurulduğunu düşünecek olursak, o tarihe kadar vatanları olmadığından Yahudi edebiyatı olup, olmadığı da tartışılabilir.

Tabiiyetinde oldukları devletlerde asimile olmamak, varlıklarını idame ettirmek için yazarları vasıtasıyla kültürlerini korumaya çalışmış olabilirler. Yahudi Öyküleri kitabında yahudi olmaları dışında hiçbir ortak noktaları olmayan farklı coğrafya ve değişik dönemlerde yaşamış 13 yazarın toplam 16 öyküsünden oluşan bu kitapta çok çeşitli, birbirinden çok farklı insanlar ve hayatlarına dair öyküler yer alıyor.

Bugünü yaşarken unuttuğumuz öyle çok anılarımız var ki; eminim siz de onları benim gibi zaman zaman değişik vesilelerle hatırlıyorsunuzdur. Kimi hatıralar neşelidir; çocukluğumuzdaki o masum gülüşler dudaklarımıza gelir oturur, küçük kahkahalarımız kulaklarımızda çınlar. Bazı hatıralar da vardır ki; yüreğimizin ucunda beliren hafif bir sızı ile uzaklara dalıp, giden buğulu gözlerde canlanır.

Bizi biz yapan biraz da yürekte sızı bırakan hatıralar değil midir?





13 yorum:

  1. İç titreten bir anı ve güzel bir kitap. Selamlar.

    YanıtlaSil
  2. Öykü sever bir blogger olarak hatta kızına Öykü adı verecek kadar Öykülerle haşır neşir Bolat insanı bu kitabı not etti :)

    YanıtlaSil
  3. okunacaklar arasina alindi tanittigin Kitap sevgili Rabia.....Paran-pulun varsa dünyanin neresinde olursa olsun o özgüvenle herkeslere diklesebilmek kolay, REBECA gibi; fakirlikte insanin mahcup ve utangac eder iliya gibi, birde bunun icine DISLANMayi da eklersek......Bugünü yasarken unuttugumuz öyle cok hatiralarimiz oluyor ki, hatirlamak mi daha iyi yoksa unutmak mi???? bilemedim kiii.....

    YanıtlaSil
  4. Çocukluğunuzdan bu eşsiz anıyı paylaştığınız için çok teşekkürler...Kitap da güzeldir mutlaka ama İliya 'lı anıda takıldım ben...Elinize sağlık...Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  5. Selam,

    Maalesef, insanlar birbirinden o kadar uzaklaştı ki bu uzaklık mesafelerle ölçülemez. Anlattığın çocukluk hatıran çok anlamlı ve yitirdiğimiz değerlerimizden en önemlisiydi... Umarım insanlar birbirlerine karşı daha insancıl olur ve ön yargılarımızdan ve birbirimizi acımasızca ve cahilce eleştirmekten kurtuluruz.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Rabia Sertel hatıralarını okurken ben de bir an geçmişime gittim benim de güzel arkadaşlıklar yaptığım günlerimizin hep bir arada geçtiği sevdiğim gayri müslüm rum ve musevi arkadaşlarım vardı o günlerim tek tek gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti.Kimi Yunanistan'a Kimi İsrail'e gidip yerleştiler.Güzel günlerdi geri gelmesi imkansız olan günler.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. okunacaklar lıstesıne not aldım tesekkurler

    YanıtlaSil
  8. İlginç bir kitap gibi sverim kısa hikayeleri

    YanıtlaSil
  9. güzel bir o kadar hüzünlü bir anı, insanlar hızla birbirinden uzaklaşıyor halbuki hep birlikte renk dil din ayırmadan yaşayabilmiş olmayı kendilerine ispatlamışlardı geçmişte.
    Ama maalesef silahları üretenler güzel sevgi dolu kalplere tahammül edemiyorlar artık:((

    YanıtlaSil
  10. güzel bir kitaba benziyor. anlatımıza bayıldım
    http://bahareli.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  11. Merhabalar
    Ne güzel yazmışınız. Bu kitap alınacak.
    Birgulunlezzetleri

    YanıtlaSil
  12. Yazınızı derin derin okudum... Çok etkilendim...
    Keşke herkes herşeyden önce insan olduğumuzu kabullense...

    YanıtlaSil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...