Kitap bir köşede bekler Tarık Buğra'nın adını da unuttum zannederken Devlet Tiyatroları, Taksim Atatürk Kültür Merkezi sahnesinde yazarın Akümülatörlü Radyo isimli oyununu izledim. Takip eden yıllar içinde Küçük Ağa romanı TRT'de Yönetmen Yücel Çakmaklı tarafından dizi olarak çekildi. Zamanın kıymetli oyuncuları tarafından çekilen dizi çok beğenildi ve Yücel Çakmaklı'ya büyük prestij kazandırdı. Tüm bu dışarıdan gelen uyaranlar sonucunda, ben de kitabımı okudum, bitirdim. Ve anladım ki; tarih okulda değil, bu işe gönül vermiş yazarların kitaplarını okuyarak öğrenilir.
Tarık Buğra, düşmandan kurtuluş ümidi ile 6 asırlık gelenek arasında sıkışıp kalan insanların yaşadığı çelişkinin düşman işgalinden bile daha koyu bir trajediye sebep olduğunu düşünüyor ve bunu anlatmak için de bu kitabı yazmaya karar veriyor. 24 yaşındaki İstanbul'lu Hoca, Küçük Ağa kişiliği ile ikinci defa yeniden doğarken, Kuva-i Milliye'nin saflarında bu kahredici trajedinin kahramanlarından sadece birisidir. Kurtuluş Savaşı boyunca böyle ikinci doğumlar çok sayıda olacaktır.
Gazetedeki günlük yazılarına ara verdiği sırada yazdığını zannederek satın aldığım Küçük Ağa'yı aslında 1963 yılında yazmış olan Tarık Buğra, lise yıllarından başlayarak tiyatro oyunları, hikayeler, romanlar, deneme, gezi ve senaryo yazıları yazan, kitapları yayımlanmış, edebiyat dünyasında tanınıp, çeşitli ödüller kazanmış bir yazarımız. Bugün Google sayesinde edindiğim bilgilere göre tahsil hayatı, sırasıyla doğduğu yer olan Akşehir'de başlamış, İstanbul ve Konya'da devam etmiş. Yüksek tahsiline İstanbul Tıp Fakültesi ve sonrasında Hukuk Fakültesinde devam ederken parasızlık sebebiyle bırakmak zorunda kalmış. Üç yıl süren askerliği sırasında ilk piyesini Akümülatörlü Radyo'yu yazmış. Askerlik sonrasında İstanbul'a dönüp, Edebiyat Fakültesine girmiş ancak oradan da mezuniyet tezini vermeden ayrılmış.
Doğup büyüdüğü Akşehir'e dönen yazar, babası ile birlikte 1949-1952 yılları arasında Nasreddin Hoca gazetesini çıkarmış. Babasının vefatı üzerine gazetesini devredip, İstanbul'a dönerek belli başlı gazetelerde çeşitli görevler ve yazarlık yapmış. 1963 yılında yazdığı ve olumlu tepkiler alan Küçük Ağa romanı hocası tarafından mezuniyet tezi olarak kabul edilmiş ve bu sayede Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsünden diplomasını almıştır. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarını anlattığı Osmancık (1985) ile Milli Kültür Vakfı, Edebiyat Armağanı, Yağmur Beklerken (1989) Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü, 1991 yılında da Devlet Sanatçısı ödülüne layık görülen yazar 26 Şubat 1994'de vefat etmiştir.
Türk Edebiyatına kazandırdığı kıymetli eserleriyle her daim hatırlanacak olan yazarımızın, ruhu şad olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.
Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.