MÜRDÜM ERİK REÇELİ...Mürdüm Renkli Lezzet...

Kahvaltı soframızda bu sabah yeni bir reçel tadılmayı bekliyordu. Reçel tabağımı görücüye çıkarılan kızlar gibi süsledim-püsledim ortaya getirdim. Aslında bir gün önce kaynatmış ve sıcak sıcak bir lokma tadına bakmıştım da pek beğenmemiştim. Ballı lokma diye adlandırdığım Kuru Kayısı reçelinden sonra pek zayıf kaldığını düşünmüştüm. 

Hatta, blogger arkadaşım İlhan Ucer beyefendinin zaman zaman bazı yiyecekler için kullandığı deyimle, "Haysiyetli" Kayısı'nın yanında Mürdüm Eriğinin esamesinin okunmayacağı da bir gerçekti. Kahvaltı soframızda hiçbir şey söylemeden yeni reçelimin tadılmasını bekledim. 

Pişirip ortaya koyduğum yiyeceklerin görünüşleri kadar lezzetlerinin de mükemmel olmalarını istiyorum. Ben yaptım, oldu diyemiyorum. İstiyorum ki; yiyenler, yediklerinden haz da alsınlar.

Bir gün önce tadıp, beğenmediğim reçelim, hiç ummadığım halde çok beğenildi. Belki, nezaketen beğenilmiştir düşüncesiyle incecik tereyağ sürülmüş bir lokma ekmeğin üzerinde tattığım reçelimin damağımda bıraktığı tat inanın hiç de küçümsenecek gibi değildi. Bir gece dinlenen reçel tadını bulmuş, lezzetini cömertçe ortaya koymuştu. 

Mürdüm Eriği Reçeli'nin yapımını soracak olursanız; yıkanmış, çekirdekleri çıkarılmış ve ikiye veya dörde bölünmüş erikleri pişeceği tencerede eriğin miktarı kadar toz şekere bir gece önceden yatırdım. Sabah, olduğu gibi ateşin üzerine oturttum ve kaynamanın başlamasını bekledim. Kaynama başlayınca ocağı kıstım. Meyveleri yumuşayıp, suyu da kıvam alınca yarım taze limon suyu ile bir kahve kaşığı limon tuzunu ilave ettim. Bir-iki taşım daha kaynattıktan sonra ateşi kapatıp, ılınmaya bıraktım. 

Mürdüm Eriği Reçeli, Kuru Kayısı Reçeli'nden sonra bu yaz kaynattığım ikinci reçel. Bu günlerde manav ve pazar yerlerindeki meyveler öylesine bol ve çeşitli ki sadece taze taze tüketmek yetmeyecek. Kış için kahvaltı sofralarını süslemek üzere reçel kaynatma işi korkarım devam edecek.