Gerçi bu kumru çifti zaman zaman saksının etrafında dolaşırken -uçarken- görüyordum ama kuluçkaya yatmak için başka bir yerde yuvalarını kurduklarını düşünüyordum. Heyhat! kumru çift meğerse bizim saksıdan hiçbir zaman vazgeçmemişler. Bu ayın, yani Mayıs ayının ortalarıydı sabah kahvaltısını hazırlamak için mutfağa girdiğimde göz attığım saksının içinde kelimenin tam manasıyla kurulmuş oturan bir kumru gördüm. Uzaklaştırmak için camı açıp, daha önce de yaptığım gibi kış-kışladım ama kumru hanım tınmadı bile.
Aksine kabardı, dikleşti ayağa kalktı. Kanatlarını kocaman açtı ve inanmayacaksınız ama kanadının ucuyla elimi ittirdi. O an kumrunun kuluçkaya yatmış olduğunu anladım. Yumurtasını korumak için hayatını bile hiçe sayabilirdi. Ben merakla kumru hanımın takibindeyken öğle saatlerinde erkek kumru çıkageldi. Ana kumrunun havalanmasıyla, onun yerini doldurmak üzere oturmuştu ki; beni gördü ve yuvayı bırakıp, havalandı uçtu gitti. İlk olarak bir tane bembeyaz yumurta gördüm, incecik dal parçacıklarının üzerinde duruyordu. Ben fotoğrafı çekip, camın önünden ayrılınca baba kumru geri geldi. Demek ki neymiş; yumurtayı korumak, anne için birinci mesele iken baba için değilmiş. Baba önce canını kurtarmanın sevdasındaydı.
Her neyse, babalara da fazla yüklenmeyelim. Tam manasıyla takip edemedim ama hep geldi nöbeti devraldı ve annenin karnını doyurması için gitmesine izin verdi. Dişi veya erkek kumru, kuluçkaya yattığı süre içinde yemiyor, içmiyorlar. Vardiya saatlerinin nasıl ayarlandığını bilmiyorum. Eşit kullanıyor olabilirler ama bence, baba kumru kuluçkaya daha az yatıyordur. Bilimsel bir değeri yok ama annenin ilk günkü koruyucu cesareti ile babanın korkak davranışını hatırlarsak haklı olabilirim.
Başka bir nöbet değişiminde yumurtalar iki olmuştu. Ayın sonuna geldik ve bizimkiler hâlâ kuluçkada. Google'dan aldığım bilgiye göre kuluçka süresi 21 gün sürecekmiş. Bu arada, kumrularla ilgili çok enteresan şeyler de öğrendim. Benim başıma, daha doğrusu saksımın başına gelen bir çok arkadaşımın da başına gelmiş.
Mesela, yumurtadan çıkan yavrunun güçsüz olduğunu anlayan kumrular, yavrularını beslemiyor, yuvada bırakıp gidiyorlarmış. Veya, yuvanın etrafında sotaya yatmış kargalar, nöbet değişimi sırasındaki bir anlık boşluktan yararlanarak yumurtaları çalıyorlarmış.
İki kumru kuşu geldiler penceremize, ne çok şey kattılar bilgi dağarcığımıza.
anne işte her yerde aynı değişmez kuraldır,canı pahasına yavrusunu korur.ne güzel bir deneyim olmuş sizin için,bir nevi misafir olmuşlar...
YanıtlaSilDavetsiz misafirler :))
SilYaz evimize götürmek istediğim sardunya saksımı misafirlerimize bıraktık.
Kimbilir kaç yavru yetiştirecekler orada.
Ziyaretiniz ve bıraktığınız yorum için teşekkür ederim :)
Bu hayvanlar böyle efem, yeminle söylüyorum, ofisteki ofis telefonunun üstüne yuva yapmış 5 yada 6 çöple mecburen fişi çektik, ah kumrular ah ah :))
YanıtlaSilYavrular ne durumda?Yazınızı okuyunca merak ettim.
YanıtlaSilHoşgeldin Gamze. Yavruların durumunu ben de merak ediyorum. İnşallah anneleri onları uçurmuştur. Gitmek zamanı gelmişti, yavruların yumurtalarından çıkmasını bekleyemedik. Saksımızı onlar için olduğu gibi bıraktık. Oysa, evde olmadığımız zamanlar dışarıda saksı bırakmayız. Onlar için yapabileceğimiz o kadardı maalesef :(
SilBeyaz Papatya, tanıdık geldi ama arkadaş değilmişiz...o kadar ortak arkadaşa rağmen.
Sevgili Gamze, yine beklerim :) Sevgilerimle...
Çok ilginç. Yavrular hakkında başka bir gelişme oldu mu peki?
YanıtlaSilSemi hanım gerçekten çok ilginç bir deneyim yaşadık. Yavruların yumurtadan çıkışını göremedik çünkü bizim tatile gitme zamanımız gelmişti. Bu yıl da sırf kumrular için hercai menekşeler diktim gelsinler yuvalarını kursunlar diye ama sadece dolaşıp, duruyorlar şimdilik...
YanıtlaSil