Sayfalar

4 Mayıs 2018 Cuma

İYİYİM DEMEK ADET OLMUŞ...

Birbirimize hal hatır sorduğumuzda iyiyim demek adettendir ya biz bir süredir bu adeti unuttuk gitti. Bilhassa, orta yaşlı insanlar arasındaki (kadın erkek farketmiyor) sohbetlerde bu durum çok açık. İyiyim kelimesinin ağzımızdan çıkmasıyla beraber dediğimizden bin pişman olmuş gibi hemen ekliyoruz;
-İyiyim demek adet olmuş.
Ne güzel işte, abuk sabuk adetleri uyguluyoruz da bu adeti neden küçümsüyoruz.


Kalkmış, giyinmiş sokağa çıkmış arkadaşlarımızla buluşmuşuz. Bunu İstanbul gibi büyük bir şehirde başarmışız, daha ne istiyoruz. Ama yok! iyiyim diyemiyoruz. Hastane, doktor, tahliller, ağrılar, sızılar vs...anlatmaktan adeta zevk alıyoruz. Halbuki, hastaneye gidip, doktorumuza ulaşmış, muayene olup, ilaçlarımızı da almışız, aslında bütün bunlar bile iyiyim demek için yeterli.

Rahmetli Çetin Altan, vaktiyle okuduğum bir köşe yazısında aynı konuyla ilgili olarak annesinden bahsediyordu. Annesinin, nazar değer korkusuyla hatır soranlara iyiyim demek yerine bin bir hastalık saydığına şahit olduğunu yazmıştı. Bir nevi kendini koruma refleksi olsa gerek.

Ben demiyorum ki hayat güllük gülistanlık. Demek istediğim, inatla bardağın boş kısmını görüyor, mutsuz oluyoruz. Bu mutsuzluk moral bozukluğu yaratıyor ve vücut direncimiz düşüyor. Dolayısıyla hastalıklara davetiye çıkarıyoruz.

Günlerimizi memnuniyetsiz ve dolayısıyla mutsuz olarak tükettiğimize göre biz sonsuza kadar yaşayacağımızı zannediyoruz galiba. Hani, ileride daha güzel günler bizi bekliyormuş gibi...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.