Sayfalar

19 Kasım 2016 Cumartesi

BADEM AĞACI...Michelle Cohen Corasantı

Kitap okumayı seviyorum, kitap benim için bir ihtiyaç ama her önüme gelen kitabı da okumam. Kitap seçerken biraz titiz davranırım. Bazen, zevkimizin uyuştuğu bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine veya önemli bir edebiyat ödülü kazandığı için bazen de konusu itibariyle ilgi alanıma giren kitapları tercih ederim. Burada anlatacağım kitabı seçme sebebim belki bademi çok seviyor olmam olabilir ama esas neden Filistin-İsrail savaşında devamlı toprak kaybeden ve dünyadan tecrit edilmiş durumdaki Filistin'i bilip, anlama isteğiydi.


Çok ilgili olmasam da güncel siyasetten uzak kalmak mümkün değil. Uzak kalamıyoruz ama sadece haberlerde verilen bilgilerle olanları kavramak da mümkün değil. Eskiye dair benim bildiğim; bu günkü Filistin ve İsrail topraklarında vaktiyle Araplar, Yahudiler, Hristiyanlar beraber yaşarken 1800'lü yıllarda başlayan siyonizm hareketiyle ve gizli sürdürülen Yahudi göçlerinin sonucunda nüfusu da artan Yahudiler 1948 yılında İsrail devletini kurdular.

Devlet kurmak için gizli yürütülen göç hareketi devlet kurulduktan sonra daha da hızlı bir şekilde devam etti. Göç eden Yahudiler, bulundukları ülkelerde tutunamamış, mal-mülk edinememiş veya siyasal nedenlerle iç işleri karışık ülkelerde rahatları kaçmış olanlardı. Bulunduğu memlekette siyasi iktidara yakın olan veya finans sektöründe güçlü Yahudiler ise İsrail'e göç etmek yerine bulundukları yerden İsrail Devletini maddi ve manevi olarak desteklemeyi tercih ettiler. Bu sayede, yani güçlü devletlerin siyasi destekleri ve zengin Yahudilerin maddi destekleriyle İsrail, çölde adeta vaha yarattı.


İsrail Devleti'nin kuruluşunu Araplar kabullenmedi ve tüm ordularıyla İsrail'e girdiler. Bir yıla yakın bir süre sonra BM'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edildi. Arap dünyası, Irak hariç İsrail Devletiyle barış anlaşması imzaladı. Böyle olunca, Filistinliler İsrail Devleti ile tek başlarına mücadele etmek zorunda kaldılar. Seslerini duyurmak ve devletlerini kurmak için Yaser Arafat gibi liderler önderliğinde dünya devletleriyle yapılan müzakereler neticesinde uzun yıllar sonra 1988 yılında Filistin Devleti'nin kuruluşu Cezayir'de yani sürgünde ilan edildi. Filistin Devletinin kuruluşu ilan edildi ama halen çoğu devlet tarafından tanınmamaktadır. Buraya kadar yazdıklarım benim bildiklerim. Ancak, devamlı savaş halinde olan birbirine düşman ve birine dünyadan para yağarken diğerinin kendi yağıyla kavrulduğu bu iki ülke halkının yaşamını hep merak ettim.

Amerikalı Yahudi kadın yazar Michelle Cohen Corasantı'nın, bu iki ülke vatandaşlarının yaşantılarını ve birbirleriyle olan münasebetlerini Filistinli bir aile üzerinden anlatıyor olması kitabı daha da değerli kılıyor. Benim için kitabı cazip kılan da bu durum oldu. Badem Ağacı'nda, İsrail Devletinin Filistinlilere yaşam hakkı tanımayan baskıcı tutumlarını, İsraillilerin zengin yaşamları yanında Filistinlilerin yoksulluğa, hatta Gazze'de açlığa mahkum edilmelerini çok çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Kitap, tüm olumsuzluklara rağmen eğer eğitime şans verilirse her zaman için bir kurtuluş kapısının olduğunu, aşkın ve sevginin gücünü, ailenin önemini mükemmel bir kurguyla anlatırken, insanlıktan ümidini kaybetmeyen, iyimser bir bakışla bitiyor.

Bu güzel yazılmış kitabı okumamızı sağlayan Pegasus yayınlarına ve mükemmel çevirisiyle İrem Sağlamer'e sonsuz teşekkürler...






2 yorum:

  1. Filistin dramı çok kötü. Kitabı okumadım. Kitapda Filistin menfaatine çalışmalar var ise çok iyi derim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amerikalı bir Yahudi yazarın kitabı olması ilgimi çekmişti. Beğendiğim için de tavsiye ettim. Tercih okurların.

      Sil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.