Sayfalar

13 Mayıs 2014 Salı

MADEN KAZALARI...Madencinin Kaderi...

Her gün olduğu gibi bu sabah da kahvaltıdan sonra bir fincan limonlu çay eşliğinde yaptığım gazete mütalaasında, gazetemin baş sayfadan itibaren makale, haber, köşe yazılarını okuya okuya spor sayfalarına kadar geldim. Ama aklım üçüncü sayfada okuduğum bir haber yazısında takılı kaldı. Haber ve yazıda bir anormallik yok aslında ama yine de bir türlü anlam veremediğim bir gizem gibi yazının içeriğinde beni mutlu eden bir şey vardı. Üçüncü sayfaya geri dönüp, haberin yazısını bir kere daha okudum.



Yazıda, TTK Kozlu Maden ocağında Gaz İzleme İstasyonu'nda göreve başlayan iki kadın maden teknikerinin haberini yapmışlar. 3 Mart 1992 yılındaki grizu patlamasında 263, 7 Ocak 2013 yılında ise ani metan gazı püskürmesinde 8 madencinin öldüğü Kozlu maden ocağında görevlendirilen genç kadın teknikerler; maden işçilerinin üretim yaptığı ocaktaki gelişmeleri, ani gaz yükselmelerini izleyip, acil durumlarda yeraltı ile haberleşmeyi sağlayarak olası can kayıplarını önlemeye çalışacaklarmış.

Kadın teknikerler büyük sorumluluk yüklendikleri, riskli ve son derece dikkat isteyen görevlerini anlatırken; bu işin eğitimini aldıklarını, geçmişte yaşanan faciaların bir daha yaşanmaması için çalışacaklarını söylerken "İnşaallah, geçmişte yaşanan o büyük faciaları yaşamayız" demişler. 




İkinci kere okuduğumda benim içimi titreten ifadenin gizemini çözdüm. İnşallah kelimesinin hiç bu kadar yerinde kullanıldığını duymamıştım. İçimde, ülkem ve milletim için yepyeni bir ümit doğdu. Yaptıkları iş ne kadar zor olursa olsun, onlar kendilerinden eminler. Çünkü, işin eğitimini almışlar, görevlerini biliyorlar ve sorumluluklarının bilincindeler.

Eğitime inanmayan, tedbir almayan, işçiye değer vermeyen insanların konuşmalarında "Allah" adını çok duyduk. Ve biliriz ki; o zihniyetteki insanların inançları sadece daha çok para kazanmak üzerinedir. Ağızlarından dökülen o sözlere kendilerinin inanmadığı gibi işçiler hiç inanmıyordur ama gel gör ki neylersin, ekmek aslanın ağzında.   

Beni mutlu eden haber yazısından ümidim odur ki; maden ocaklarında bir daha facia yaşanmayacak. Eğitim almış, yaptığı görevin sorumluluğunu müdrik, kadın olması da ayrı bir güzellik ama bence kadın erkek farketmez aydınlık kafalı, inançlı insanların işlerinde "Allah" yardımcılarıdır. Olası bir aksilikte dahi "Allah" orada facia yaşanmasına müsaade etmeyecektir, ben buna yürekten inanıyorum. 




Not: Bu yazıyı geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde bir gazete haberi üzerine kaleme almıştım. Madenlerde görevlendirilen eğitimli elemanlar ile kazaların son bulacağı ümidimi paylaşmıştım. Lakin, 13.Mayıs.2014 Salı günü öğleden sonra Soma'da yaşanan felaketle öğreniyoruz ki; alınan önlemler hâlâ yetersizmiş.
Tüm milletin yüreğinde acılar bırakan Manisa/ SOMA'da yaşanan bu facianın son olması dileğiyle...




8 yorum:

  1. Çok haklısın canım..Paylaşımın için teşekkürler..Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. "Eşeği sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a emanet et" durumu önemlidir elbette.

    YanıtlaSil
  3. Her turlu tedbiri aldiktan sonra tabi ki Allah'a emanet edecegiz kendimizde dahil her seyimizi. Ama bu durum tamamen dinin somurulme halidir. Ver 3 kurus gonder yerin dibine hicbir acil durum onlemi almadan sonra da kader ve Allah boyle uygun gordu demek benim inanclarima sigmiyor, cok uzgunum. Cok ama cok uzgunum, ulkemizin basi sagolsun, kelimeler yetersiz.

    YanıtlaSil
  4. Artık önlem almak yetmiyor Rabia Hanım, ocakları elden geçirmek gerek, eksikleri tamamlamak gerek. 1800'lü yıllarda şu kadar kişi madende öldü demek yetmiyor. Böyle bir karşılaştırma 2014 Türkiye'sini 1860'lı yılların İngiltere'si ile karşılaştırmak olur. O zaman da baştan yenilirsiniz. Madencilikte hiç bir gelişme göstermezseniz, ocakları gelişmiş ülkelerle aynı seviyeye çıkarmazsanız bu gariban insanların ölmesine seyirci kalırsınız. Sonra da çıkar bilmem kaç yılında şurada bu kadar insan öldü diye kendinizi temize çıkarmaya çalışırsınız. Bunun iktidar ya da muhalefetle ilgisi yok. Bu ülkede insan hayatı değersiz o kadar. Sanki ölen 300 küsur madenci insan değildi. Rakamlar o kadar kolay söyleniyor ki, ben insan olduğumdan utanıyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nermin Hanım, deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, nerem doğru ki demiş. Bu atasözü bizim durumlarımızı çok güzel anlatır. Sadece, madenler değil ki. İş güvenliği daha pek çok işkolunda lazım. İnşaatlardaki can kayıplarını unuttunuz mu? Naylon brandadan barınaklarda ölen işçiler, askeri depoda sayım yaparken ölen askerler...Taziyelerde Allah unutturmasın diye bir teselli sözümüz vardır. Maalesef, biz unutmak zorunda kalıyoruz. Çünkü, her yeni facia bize eskiyi unutturuyor.

      Sil
  5. Sevgili Rabia,
    günlerdir hepimiz Tv.karsisinda perisan olduk,Soma´da olanlarin ,kalanlarin hallerini
    canlandiramiyorum bile zihnimde...Gurbette yasayan bizlerin durumu cok cok daha aciki,yabanci medyanin yayinladiklarini gördükce sormayin halimizi,alman komsularimiz,arkadaslarimiz,cocuklarin okulda arkadaslari herkes bizlerden bunlari soruyorlar,böyle birsey olamaz diyorlar 2000´li yillarda...
    Ne söyleyebiliriz ki,hersey ayan-beyan ortada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Yıldız! sizin gibi yurtdışında yaşayanların durumları zor. Uzaklarda memleketinizi iftiharla sunmak istersiniz. Ama öyle olaylar olur ki anlatmakta zorlanırsın. Diyemezsin ki; benim garip memleketim henüz 2000'li yıllara gelemedi. Bakmayın, elimizdeki son model telefonlara, bizim zihniyetimiz en iyimser tahminle 50 yıl öteden geliyor. Ne yazık ki; durumlar böyleyken, böyle Yıldız'cığım :)

      Sil
  6. Eksikleri, ihmalleri sayıyorlar hepsi de halledilebilecek sorunlar. Ama para hırsı, emeğe saygısızlık, hep daha çok gelsin düşüncesi felaketleri de beraberinde getiriyor. Nasılsa bu ülkede her şey yapanın yanına kar kalıyor. Ben dindar bir insan değilim ama içimde allah korkusu var. Üstelik bunlara sorsan 5 valkit namazında, duasında insanlar.

    YanıtlaSil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.