Yeni tanıştığım bir hanımefendi ile yaptığımız ayaküstü sohbet sırasında havadan sudan bahsederken aniden derin bir nefes alıp hüzünlü, dertli bir havaya büründü. Ben merakla ne olduğunu sorunca, son bir kaç yıldır eşiyle ayrı düştüklerini söyledi. Anlattığına göre beyefendi emekli olduğu yıl yaz sonunda yazlık evlerinden İstanbul'a dönmek istememiş ve bir kış mevsimini yalnız başına orada geçirmiş.
Ve bir daha yazları yanına gelen hanımıyla kışın İstanbul'a dönmemiş. Bir kış mevsimiydi ve yeni tanıştığım konuşkan hanımefendi pek üzgündü. İstanbul'daki annesi ve kardeşleri ile eşi arasında kalmıştı ve anladığım kadarıyla onları tercih etmişti.
Ve bir daha yazları yanına gelen hanımıyla kışın İstanbul'a dönmemiş. Bir kış mevsimiydi ve yeni tanıştığım konuşkan hanımefendi pek üzgündü. İstanbul'daki annesi ve kardeşleri ile eşi arasında kalmıştı ve anladığım kadarıyla onları tercih etmişti.
İlk dinlediğimde kocanın hareketini yadırgamıştım. Hatta ayıpladığımı da hatırlıyorum. Bu gün ise olayı daha farklı algılıyorum. Şöyle ki; erkeğin gerçek benliğini -kendini- bulduğunu ve bunca yıl yaşadığı -yalan- dünyasını değiştirmek, dolayısıyla da o dünyada yer almış kişilerden kurtulmak istediğini düşünüyorum.
Mutsuz olduğunuzu hissediyorsanız daha doğrusu mutluluğunuzun bir yalan olduğunu kendinize itiraf ediyorsanız eğer kendi benliğinizle, kendiniz olarak yaşamadığınızı keşfetmiş oluyorsunuz. Çünkü, dışımızdaki etkenlerin yarattığı kişiliğimizle gerçek benliğimizden uzaklaşmış isek ancak bir süreliğine mutlu olabiliriz.
Mutsuz olduğunuzu hissediyorsanız daha doğrusu mutluluğunuzun bir yalan olduğunu kendinize itiraf ediyorsanız eğer kendi benliğinizle, kendiniz olarak yaşamadığınızı keşfetmiş oluyorsunuz. Çünkü, dışımızdaki etkenlerin yarattığı kişiliğimizle gerçek benliğimizden uzaklaşmış isek ancak bir süreliğine mutlu olabiliriz.
Yalanın olduğu yerde sonsuz mutluluk olmaz. Mutluluğu arayıp bulmak ve peşinden gitmek gerek. Bazıları mutluluğu bulduğuna inandığı anda arkasında yıkıp bıraktıklarına aldırmadan gider.
Kimi de sabırlıdır, zamanını bekler...
Ama gider.
Bence kadın ne olursa olsun eşinin yanında olup onunla beraber aynı havayı solumalıydı.Araların da başkaca sorun yoksa tabii.Vardır dediğin gibi adamın bir nedeni çoğumuz bulunduğumuz ortamdan kaçıp kendimize kalmak istiyoruz.Umarım tekrardan bir araya gelirler güzel yazıydı paylaşım için çok teşekkürler.
YanıtlaSil2014 yilinin sana ve sevdiklerine saglik,huzur ve sans getirmesini diliyorum sevgili Rabia..
YanıtlaSilKadin-erkek iliskisi olarak mi bakmak gerek yoksa insan iliskileri olarak mi bakmak gerek konuya acaba bilemedim,sonucda herkes yasadigini ancak kendisi bilebilir.
Ama suna katiliyorum,gercekten de Bir insan mutsuz ise bunu acik acik belirtmeli karsisindaki insana.Ikiyüzlü olmanin ve karsisindakini aldatmanin bir alemi yok.Evliliklerde bircok aldatmalarda buyüzden olmuyor mu zaten...
Yeni bir yila ve Haftaya güzel baslamani diliyorum,sevgiyle ve dostca kal...
...ama gider. Süper! :) Çok yerinde bir tesbit ve anlatım. Teşekkürler, sevgiler... :)
YanıtlaSilEvlilik fedakarlık ister.. İki taraflı bir fedakarlık olması gerekir.. Çiftler mutlu bir beraberlik için karşılıklı olarak anlayış göstermeliler.. Bu örnekte çiftin belki de iletişim eksikliği vardır...
YanıtlaSilBen her ne olursa olsun,bir bayanın her zaman eşinin yanında olması gerektiği düşüncesindeyim.Aile kurumu bunu gerektirir.
YanıtlaSilİnsanların hayatlarını dışarıdan bakarak, birkaç cümle bir şeyler okuyarak çözüveremeyiz...diye düşünüyorum.
YanıtlaSilBu insanların küçük veya ergen çocukları var mı mesela, bu benim değerlendirmemi etkiler.
İstanbul'da değil de, orası neresi işte, orada yaşamayı tercih etmiş erkek, peki; ama karısının sırf aile kurumunun başına bi'şey gelmesin diye yaşamak istemediği bir yerde yaşaması da benim için adaletli değil. İyiymiş yine, birçok ailede kadın eşşek gibi de, gitmemek için ölse de eşinin gittiği yere gitmek zorunda kalırdı.
İkisinden biri bu durumdan çok çok rahatsız olsaydı diğerinin yanında yaşardı; diye düşünüyorum. Demek ki çok çok rahatsız değiller. Belki birbirlerine pek bayılmıyorlar?
Çok isteselerdi bir orta yol bulabilirlerdi ayrıca, yılın bir kısmında beraberce İstanbul'da, bir kısmında yine beraberce diğer yerde yaşamak gibi mesela. Belki orta yol bulmaya da niyetleri yok?
Erkek niye geliyor İstanbul'a; İstanbul'dan yorulduğu için mi, o yerde bir sevgili bulduğu için mi, eşiyle mutsuz olduğu için mi, doktoru ona bilmem ney hastalığı yüzünden en fazla 1 yıl yaşayacağını söylediği ve o da bunu kimselere söylemeyip son 1 yılını kafasına göre yaşamak istediği için mi?
Katili bulabilmem için biraz daha ipucu lazım bana. : D
bir kız bir ana, hemen ipucu vereyim :)) İstanbul'da yaşayan bir aile, yazları yazlıklarında kalıyorlar. Erkek emekli olduğu yıl yazlıktan kışlığa yani İstanbul'a dönmüyor. Karısı da eşiyle kalmak istiyor ama İstanbul'daki annesi ve kardeşini de bırakamıyor. Yazlarını eşiyle yazlıkta geçiriyormuş, kışın da eşini bırakıp, İstanbul'daki evine geliyormuş. Ben hanımla bir kış günü İstanbul'da tanıştım. Bu kadar ipucu yeter herhalde :) Sevgilerimle...
Sil