Sayfalar

19 Kasım 2013 Salı

SAİT FAİK ABASIYANIK...

Türk Hikâyecilerinden bahis açıldığı zaman aklıma ilk geliveren isim Sait Faik Abasıyanık'tır. Okumak için edebi tür olarak Roman'ı tercih ettiğim için hikâyecilerin peşine düşmüşlüğüm pek yoktur ama Sait Faik, her ne hal ve her nasılsa beynimin ince kıvrımlarında, gönlümün gizli köşelerinde kendisine yer tutmuş bir yazarımız. Öylesine tutmuş ki; bir kaç yıl evvel, bir gün durduk yere aklıma gelip, dilime dolanan "hişt hişt" seslerinin geçtiği hikâyesinin peşine az düşmedim.


Sorduğum okur/yazarlar da bilememişlerdi de hep beraber internetin dibini bucağını aramış yine de bulamamıştık. Yıllar sonra bir gün bir e-mail ile müjdeyi aldım. Hişt, Hişt başlıklı hikâyenin izine internette rastlanmıştı. Ne hikmetse, şimdi bir tane bile Hişt kelimesini yazsam, Google birader hemen Sait Faik'i buluveriyor. O günlerde bana garezi neymiş hâlâ sırrını çözemedim.

Türk Hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından olan Sait Faik, her an her yerde her vesileyle yazmış, hep yazmış. Çevresindeki gerçek insanları ve onların hayatlarından kesitleri anlatırken, hayal dünyasını da harekete geçirmiş. Öyle ki; KIRLANGIÇ YUVASINDAKİ KADIN adlı hikâyesinde küçücük bir kırlangıç yuvasında devamlı saçlarını tarıyan bir kadın hayal edebilmiştir. Aynı hikâyede de kendini şöyle anlatıyor, "...ne yapayım, benim zanaatım da bu, yazı yazmak. ...Ama ben aklıma ne eserse yazan cinsindenim; ne yapayım?" 



Sait Faik, hikâyelerinden anladığımız kadarıyla, çevre bilincine sahip bir insan. SON KUŞLAR adlı hikâyesinde doğayı tahrip eden insanları yazar ve sonunda gelecek nesiller için duyduğu endişeyi dile getirir. "...biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi". 

İki romanı ve şiirleri de bulunan Sait Faik, hikâyelerinde hayatın hem içindedir hem de dışında. Gerçek üstü bir düşler aleminde gibidir. Hişt, hişt isimli hikâyesinde olduğu gibi doğayı bile konuşturur. Gözlemcidir, toplumun sosyal yapısındaki çarpıklıkları, haksızlıkları ve çokça da ezilenleri yazar. 

Sait Faik Abasıyanık'ın (1906-1954) vefatından sonra, 1955 yılından itibaren her yıl ölüm yıldönümünde Sait Faik Hikâye Armağanı ödülü verilmektedir. Usta yazarlardan oluşan seçici kurulun seçtiği hikâyeye verilen para ödülü, yazarın mal varlığını ve kitaplarının telif haklarını bağışladığı Darüşşafaka cemiyeti tarafından 1964 yılından beri düzenli olarak verilmektedir. 

Yazarın Burgazada'daki evi müze olarak korunmaktadır. 




1 yorum:

  1. Sait Faik hikayeleriyle benimde gönlüme taht kurmuş bir yazardır.Nur içinde yatsın.

    YanıtlaSil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.