Hakkını kullanan insan haksız duruma düşebilir mi? "Hak, kullanılan yetkidir." der, kara kaplı. Ve mutlaka sınırları vardır.
Kitabına uydurarak, işine geldiği gibi yorumlayarak kullandığın yetkini yani sana verilen hakkın hesabını er veya geç mutlaka bir soran bulunur. Verilen hak'kı yani yetkisini kullananların haklı olup olmadıklarını anlamak için baktığımızda; "Kişi, kurum veya milletlerin, dava, iddia, davranış veya düşüncelerinin adalete uygun olması onların haklı olduğunun delilidir diyor...Kara kaplı kitap. Demek ki; haklı konumda olmak için, yürüttüğün davan varsa iddian davranış ve düşüncelerinin adalete uygun olması gerekiyor.
Mesela, Hindistan'ın efsanevi lideri İndira Gandi. İngiliz sömürgeciliğine karşı hint milletinin lideriydi. Savaş karşıtı, pasifist bir siyasetçi olan Gandi, bir suikaste kurban gidinceye kadar davasından asla vazgeçmedi. Çünkü, haklıydı. Çünkü davası adalet içindi.
Güney Afrika Cumhuriyetinde, kendi topraklarında yok sayılan yerli halkın temsilcisi Nelson Mandela'nın zaferle biten direnişi. Çünkü haklıydı. Çünkü, savaşı adaleti sağlamak içindi. Haklı olan kazanıyor. Adalet kazanıyor.
Ancak, gerçekçi olmak gerekirse, menfaatlerin çarpıştığı herhangi bir konuda haklının hemen kazanacağını düşünmek ve beklemek hayalciliktir, buna romantizm de diyorlar. Bunun için biliyoruz ki; bu zaferler kolay kazanılmıyor. Mapus damlarında geçen hayatlar, dağılan aileler, çekilen eziyetler. Hepsi kendisine güvenenlerin haklarını korumak, onların güvenlerini boşa çıkarmamak için.
Belki de bütün bunlara katlanmayı sağlayan haklılığın gücüdür. Haklılık, başlıbaşına bir güçtür. Çünkü, haklılık adaletle beslenir, sabırla büyür ve sonunda kazanır. Kısa vadede kazanan haksızlıkmış gibi görünse de sonunda hep haklı olan kazanır.
Kitabına uydurarak, işine geldiği gibi yorumlayarak kullandığın yetkini yani sana verilen hakkın hesabını er veya geç mutlaka bir soran bulunur. Verilen hak'kı yani yetkisini kullananların haklı olup olmadıklarını anlamak için baktığımızda; "Kişi, kurum veya milletlerin, dava, iddia, davranış veya düşüncelerinin adalete uygun olması onların haklı olduğunun delilidir diyor...Kara kaplı kitap. Demek ki; haklı konumda olmak için, yürüttüğün davan varsa iddian davranış ve düşüncelerinin adalete uygun olması gerekiyor.
Mesela, Hindistan'ın efsanevi lideri İndira Gandi. İngiliz sömürgeciliğine karşı hint milletinin lideriydi. Savaş karşıtı, pasifist bir siyasetçi olan Gandi, bir suikaste kurban gidinceye kadar davasından asla vazgeçmedi. Çünkü, haklıydı. Çünkü davası adalet içindi.
Güney Afrika Cumhuriyetinde, kendi topraklarında yok sayılan yerli halkın temsilcisi Nelson Mandela'nın zaferle biten direnişi. Çünkü haklıydı. Çünkü, savaşı adaleti sağlamak içindi. Haklı olan kazanıyor. Adalet kazanıyor.
Ancak, gerçekçi olmak gerekirse, menfaatlerin çarpıştığı herhangi bir konuda haklının hemen kazanacağını düşünmek ve beklemek hayalciliktir, buna romantizm de diyorlar. Bunun için biliyoruz ki; bu zaferler kolay kazanılmıyor. Mapus damlarında geçen hayatlar, dağılan aileler, çekilen eziyetler. Hepsi kendisine güvenenlerin haklarını korumak, onların güvenlerini boşa çıkarmamak için.
Belki de bütün bunlara katlanmayı sağlayan haklılığın gücüdür. Haklılık, başlıbaşına bir güçtür. Çünkü, haklılık adaletle beslenir, sabırla büyür ve sonunda kazanır. Kısa vadede kazanan haksızlıkmış gibi görünse de sonunda hep haklı olan kazanır.
Tespitleriniz genel olarak düşünüldüğünde doğru. Ama Türkiye'de yaşıyoruz. Bizde maalesef öyle bir durum yok. Artık resmen kabul edemesek de faşizm ilkelerine göre yönetiliyoruz. Başımızdakiler ve onun besledikleri görsel ve yazılı basın ne derse o. Ben bağrıma taş basıyorum ve yurt dışında master yapan oğluma "Dönme vatanına orada kal" diyorum. Ne kadar acı değil mi?
YanıtlaSilGecenin en koyu karanlığı sabaha en yakın olduğu saatlerdir. Bu kadar karamsar olmayın, bu memleket ne badireler atlattı. Oğlunuz içinde üzülmeyin, her şer'de bir hayır vardır.
YanıtlaSilTürkiye'de güçlünün adaleti var:) Adalete olan inancım zedelendi.
YanıtlaSilTeraziyi tutan gözleri kapalı Adalet hanım bu aralar biraz şaşırdı, kabul ediyorum. Aslında hep öyleymiş de...Bizim isyanımız düzeleceğini umduğumuz işlerin aynı tas aynı hamam devam etmesi. Ancak, umutsuzluğa kapılmak yok...
SilSn. Bolat ülkemizde maalesef paranın gücü var. Bizler karakter, fikir, kültür ve inançlarımızla zaten güçlüyüz. Adaleti tanıyan ve mutlaka olması gerektiğine inanan ve güvenen insanlarız. Paranın gücünde adalet olduğu ise tartışılır ve adalete olan inanç çoğu kez zedelenir. İkinci cümlem her şeyi anlatıyor. Rabia hanımın dediği gibi umutsuzluğa kapılmak yok.
SilYıllar önce bir hukuk dekanı bir hoca tıp fakültesindeki hocaya esprili olarak fakültesinin önemini anlatıyordu. Tıp fakültesinde yanlış eğitimle yetişen bir öğrenci bir kişinin canına mal olur. Ama hukuk fakültesinden yanlış yetişen bir öğrencinin verdiği karar bir toplumun mahvolmasına neden olur. İki hocanın tatlı çekişmesi sandığımız bu konuşmanın bugün kü doğruluğunu şimdi daha iyi anlayabiliyorum.
YanıtlaSilNe güzel bir anektot hatırlamışsın. Hep doktor hatasının önemini konuşuruz, kişinin hayatına mal olur düşüncesiyle. Hukuk'un katlinde ise toplum etkilenir. Ne kadar doğru bir bakış açısı. Teşekkürler, mutlu günler...
SilAdalet sonunda hükmünü ıygulamak üzere bekliyor. Ben umudumu asla kaybetmiyorum Rabia kardeşim. Paylaşımın düşündürücü ve çok anlamlı. Emeğine sağlık. Cebimden faceten yorumluyorum. Sevgilerimle. Ece Evren
YanıtlaSilEce hanımcığım ziyaretiniz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ümidimizi kaybetmememiz çok önemli. Başarı direnenlerindir, vazgeçenlerin değil. Benden de sevgiler.
Sil