Boşanmış veya boşanma arefesinde olup, ayrı yaşamakta olan karı-kocalar arasındaki şiddet olayları dikkat çekici bir artış gösteriyor. Gün geçmiyor ki bir cinayet haberini gazetemizde okumayalım. Basından takip ettiğimiz kadarıyla olayların ortak özelliği, koca şiddeti yaşanan evlilikte kadının evliliği bitirmek üzere harekete geçmiş olmasıdır. Yani kadın evinden ayrılarak boşanma davası açmıştır.
Bu cinayetleri;
"Vay! sen kim oluyorsun, senin haddine mi düşmüş de beni boşamaya kalkıyorsun".
"Ya benimsin, ya kara toprağın" replikleriyle bezenmiş bir tiyatro oyununda seyreder gibiyiz. İşin kötüsü oyun da tuttu galiba. Gerçekçilik akımına uygun olarak her oyunda gerçek kişiler ölüyor ama bu oyuna uygun karakter sayısı o kadar çok ki oyun hâlâ devam ediyor.
"Kol kırılır yen içinde". "Kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim" diyen atalarımız ve "Gelinlikle girdiğin evden kefenle çıkabilirsin" diyerek kızını gelin eden babalar yüzünden kadınlarımız her türlü şiddete maruz kalmaktadır. Eski yıllarda polis -kadın lehine çıkan son kanun değişikliklerinden önce- kocasından şikayetçi olan kadına "Kocandır, döver de sever de" diyerek şikayeti işleme koymazdı bile.
Bu nedenle de kadınlar kurtuluşu kocalarını öldürmekte bulurlardı. Öyle anlaşılıyor ki zaman içerisinde kadınlar bilinçlenmişler ve işkenceci kocalarından onları öldürmek suretiyle değil de boşanarak kurtulma yolunu seçmişler.
Erkeklerde ise karısına kötü davranan dünün erkeklerinden bu güne herhangi bir gelişme ve bilinçlenme olmadığı için kadınların bu medeni davranışları -maalesef- ters tepmiştir. Dün kocasını öldürdüğü için hapishaneye giren kadın bu gün kocası tarafından öldürülüp kara toprağa girmektedir.
Eğitim şart! repliğine güleriz ama nasıl yapacaklarsa yapsınlar artık daha fazla geç kalınmadan erkekler eğitilsin. Evlilik birliği sağlanamadığı takdirde kadının evlilik akdinin feshini isteyebileceği ve buna kanunların cevaz verdiği erkeklere belletilsin.
Erkekler, yollarının bir şekilde kesiştiği ve kendilerine eş olmayı kabullenmiş kadınla, ona hayatı zindan etmeden evlilik birliği içinde mutlu olarak yaşamayı veya eşler arasında uyum sağlanamadığı takdirde de yeni hayatlara başlamak üzere yolların ayrılabileceğini öğrenip, bilip kabullensinler.
Bu o kadar zor mu?
Kadına şiddet uygulayan bir insan düşmüş bir insandır acırım haline, evlilik konusunda hem fikirim!
YanıtlaSilDoğruda hemfikir olmak ne güzel!!!
YanıtlaSilmalesef kadınların güçlü olmasını kaldıramıyorlar.ne de olsa eskiden kadın dizini kırıp otururdu,her derdi çekerdi,kabullenemiyorlar.çok acı !!
YanıtlaSilBu erkekleri de kadınlar yetiştiriyor diye bir yaklaşım var.
SilAnnelerin, oğullarını yetiştirirken çok dikkatli olmaları gerekiyor galiba.
Yazıma katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim, anne eli gibi...sevgiler...
Benim artık bu toplumdan bir beklentim kalmadı. Neredeyse şiddet devlet tarafından destek görüyor. Baksanıza dayak, öldürme, tecavüz, küçücük çocuklara tecavüzü legal gören aile bakanı, neresini düzelteceksiniz, kimlerle düzelteceksiniz?
YanıtlaSilÖncelikle şiddeti onaylamadığımı söylemeliyim,Ben farklı bir açıdan bakıyorum olaya,Görsel medya ve internetin aldatma,şiddet ve boşanmalarda çok fazla etkili olduğunu düşünüyorum.Tv dizilerine bakarsak kahramanları lüks içinde bir yaşam sürüyorlar,aldatma,tecavüz,darp vs ne ararsan var,insanlarda kanaat kalmadı herkes dizilerde ki gibi bir hayatı olsun istiyor.Bir başka konuda 2 kişinin hayatına gerek mahkeme,gerekse karakol olarak fazla müdahil olunduğunu düşünüyorum,nitekim gördük ki,ne uzaklaştırma ne de cezalar caydırıcı olmadı,aksine darp ve cinayetleri arttırdı.Bunu eğitimle de alakası yok,bir çok kadının egitimli eşleri tarafından şiddete uğradığını biliyoruz.
YanıtlaSilEvlenmek kadar tabiki ayrilmak ta gayet doğal aslinda. Ilk dönemler sancılı bir süreç yaşansada normale dönüyor hayat. Hayata dönmek zorunda olduklarınız varsa daha sıkı daha hızlı tutunuyor insan hayata. Şiddet bir de sadece vurmakla, el kaldırmakla olmuyor. Psikolojik siddett te bir onun kadar yıpratıcı oluyor.
YanıtlaSilŞiddete meyilli insan maalesef yerine göre her türlü şiddeti uygular. Dayak atar, hakaret eder, dayak atamadığı yerde sözleriyle aşağılar, fark etmez. Boşanma süresi aslında yıpratıcı bir süreçtir ve hiç kimse bunu yaşamak istemez ama yanlış evliliğin de son bulması gerekir. Elbette son çare olmalıdır.
Sil