22 Mayıs 2016 Pazar

AĞLAMAKLA GÜLMEK KARDEŞTİR...

Yaya kaldırımında yürürken önüm sıra giden genç bir anne ile kızının halleri dikkatimi çekti. Çocuk annesinin elinden tutmuş yürürken hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir yandan da başını sağa sola çevirerek etrafına kaçamak bakışlar atıyordu. O esnada bir apartmanın merdivenlerinde güneşe karşı yayılmış uyuyan kediyi gördüm. Genç anne de kediyi gördü ve elinden sıkıca tuttuğu kızıyla beraber kediye doğru yürüdüler. Biraz önce ağlayan çocuk gülücükler saçarak kediye doğru eğildi, elini uzattı kediyi sevmek için. Gözyaşları hala yanaklarının üzerinde ıslak ıslak parlıyordu.


"Ağlamak gülmenin kardeşidir." derler ya çok doğru. Farklı eylemler gibi görünse de aslında gülmek ile ağlamanın birbirinden farkı yok. Her ikisi de duygu boşalması. İş yerinde veya aile içinde yaşadığımız olumsuzluklar karşısında her zaman tepki vermeyiz. Karşımızdakinin yaşça veya mevki bakımından üstün olması tepki vermemizi engeller. Ancak, haksızlığa uğradığımızı düşünüyorsak bu durum bizi yaralar ve duygularımız incinir. Yine de her üzüldüğümüzde veya her canımız yandığında ağlamayız. Bunun gibi her sevinip, kendimizi mutlu hissettiğimizde de kahkahalar atmayız.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

DERDİNİ ANLATMA...Dinleyen Yok!

Herkes anlatmak istiyor ama kimse dinlemiyor. Dinleyen olmayınca da anlatmanın manası kalmıyor. Kabul günlerinde veya dışarıdaki buluşmalarda karşılıklı hatır sorduktan sonra o günlerde yaşadığın bir derdini, bir sıkıntını veya sevincini doğal olarak anlatmaya başlıyorsun. Bir iki cümle kurdun kurmadın arkadaşın ağzından çıkan lafı kapıp başlıyor anlatmaya.


Mutlaka sizin de başınıza gelmiştir. Çünkü, bu durum son zamanlarda fazlalaştı. Bazen dinliyor gibi yapılıyor ama çoğu zaman buna bile lüzum görülmüyor. Lafını bitirmeni beklemeden alakasız bir konuya giriveriyorlar. Sen de öylece kalakalıyorsun. Hafif bir şok halinden sonra kendine dönüp bir iç muhasebesi yapıyorsun oracıkta. "Acaba fazla konuşmuş olabilir miyim?" diye ama bunun doğru olmadığını biliyorsun. Zira daha bir kaç cümle ya kurdun ya kurmadın.

12 Mayıs 2016 Perşembe

AKIL KALBE DANIŞIRSA...

Bedenimizi kullanırken bunu beynimiz aracılığıyla yapıyoruz. Malumdur ki; her şey beyinde bitiyor. Organlarımız beyinden aldıkları komutlarla çalışıyor. Mesela ellerimiz eğer beyin komut vermezse çay bardağını bile tutamaz. Hal böyleyken, beynimizin bizi yönettiğini varsayabiliriz ama bunu tek başına yaptığını düşünmüyorum. Her yönetici gibi kararlarında başvuracağı bir danışmana ihtiyacı var. Bu yüzden beynimizin bazı önemli kararlarını alırken kalbimize danıştığı kanaatindeyim.


Kalbimizin asli görevini yaparken yani vücudumuza kan pompalarken bir yandan da beynimizin danıştığı konulardan etkilendiğinizi anlarız. Asli görevini aksatır, pompaladığı kan miktarının ayarı kaçar. Fazla kan pompalarsa yanaklarımız al al olur heyecandan elimiz ayağımız kesilir eğer normalden az kan pompalarsa kendimizden geçer, bayılırız. Beynimiz kalbimize ne kadar danışırsa danışsın yöneticiliğin en önemli sorumluluğu olan son kararı beynimiz kendisi vermek ister. Kalp, duygularımızın yuvası olduğuna göre beyin de aklı temsil eder. Bir yandan aklı temsil eden beynimizin bizi idare ettiğini düşünüyorum ama bir yandan da yaptıklarımdan, aldığım kararlardan her zaman hoşnut kalmadığımı hatırlıyorum.

1 Mayıs 2016 Pazar

TAVUK BAGET HAŞLAMA...Tavuk Etinin En Besleyici Hali

Haşlama kelimesi günlük hayatta bir çok mana da kullanılsa da aynı zamanda mutfak literatüründe bir pişirme şeklinin adıdır. Eti veya sebzeleri tencerede suyun içinde pişirmeye haşlama denir. Bu tanımlama doğru olsa da benim lügatımda haşlama, kuzu incik veya dana incikle pişirilen, incik bulunmazsa koyun veya dana etinin yumuşak kısımlarından iri parça etlerle yapılan çok lezzetli, sağlıklı, besleyici nefis bir yemektir. Dışarıda, bir lokantada öğle yemeği için haşlama istediğimizde de biliriz ki; önümüze kuzu veya dana etiyle pişirilmiş bir yemek gelecektir.


Durum böyleyken, tavuk etinin hayatımıza girmesiyle diğer bir çok yemekte olduğu gibi haşlama yemeğinde de anlayış değişti. Eskiden etle yapılan tüm yemek çeşitlerinin tavuk eti ile yapılan yeni versiyonları ortaya çıktı. İlk başlarda direndik, hatta hâlâ kuzu ve dana eti tercihimiz ama tavuk etini de tüketmeye başladık. Zaman zaman, tavuk eti hakkında çıkan olumsuz haberlerin etkisiyle uzaklaştığımız oldu ama son zamanlarda tavuk etinin de kaliteli proteine sahip olduğunu söyleyen uzmanların önerileriyle, tavuk yemeklerine mutfağımızda daha sık yer verir olduk.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...