1 Temmuz 2015 Çarşamba

RAMAZAN'I YAŞARKEN...Herkesi Kendin Gibi Bilmek!

"Kişi karşısındakini kendi gibi bilir" atasözü bizim hallerimizi ne güzel anlatır. Hem kişisel hayatımızda hem de toplum olarak yaşadıklarımıza baktığımızda devam eden sürekli bir hataya düşme, kandırılma alışkanlığımız var. Bu hataların sonucunda da ortak bir müdafaamız vardır. "Ben herkesi kendim gibi biliyorum." 



Karşımızdakiler -en yakınlarımız dahi- başka karakter ve huyda, bambaşka fikirlere sahip insanlar. Onları kendimiz gibi bilmek kadar yanlış bir şey olabilir mi? Bu yanlışı milletçe yaptığımızı düşünürsek, anlaşılıyor ki; toplumda kimsenin kimseyi anlamaya çalışmadığı, empati yapmadığı ortaya çıkıyor. Herkes karşısındakini kendisi gibi bildiğine göre aslında, herkes herkesin kendi gibi olmasını istiyor demektir. Tüm bunları bana düşündüren de gece sahile giden yollarda gördüğüm canlı ve coşkulu kalabalıktı. 

Ramazan başında daha çok uykuda geçen bir kaç günün nihayetinde -oruç bana ben oruca alıştıktan sonra- gece sahildeki çay bahçesine doğru yola çıktığımda piyasa yapan insan selini görünce şaşırdım. Mübarek ayın ilk bir kaç gününü evde ibadet ve istirahatle geçirince herkesin de benim gibi yaşamakta olduğunu zannetmişim. 

Daha uzun yıllar yaz mevsimine denk gelecek bu mübarek ayda, bir nevi inzivaya çekilmek olan (Ramazan'ı yaşamak) deniz kenarında yaşayan biz fani kullar için oldukça çetin bir imtihan. Ve de insanlar birbirine benzemiyor, yaşantılar çok farklı, duygu ve düşünceler çeşit çeşit. 

Bütün bu bilgiler ışığında yapmamız gereken; insanları, kendimiz gibi bilmeden daha doğrusu kendimiz gibi olmalarını beklemeden onlarla iyi geçinmeye çalışmak, saygı ve sevgi çerçevesinde her insanı gönül genişliğiyle kucaklayıp, kabullenmek olmalıdır. 

Bütün insanlar benim gibi yaşamalıdır diye bırakın istemeyi, düşünmek bile abesle iştigal. 




7 yorum:

  1. Merhaba Rabia,
    Ben sizin bloğu günü gününe takip ediyordum sanıyordum. Yanılmışım. Ne çok okumadığım yazı birikmiş. Ramazan ayıyla ilgili ne güzel yazılar yazmışsınız.

    Yüreğinize sağlık!

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Hayal Kahvem :)
    İnşaallah yanlış bir şey yazmamışımdır. Malum, din hassas bir konu.
    Sizin de gönlünüze sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Doğru söylüyorsunuz, kimsenin kimseyi yargılama hakkı yok.Herkesin ibadeti de kendine. Dün metroda orta yaşın biraz üstünde bir bey, ilk önce çok yayıldığı için bir gence, sonra da bir takım formasıyla gezdiği için diğer bir gence sataştı. İkinci genç terbiyesizce bir cevap verdi. Ben beyefendinin yanındayım. Baktım bana döndü yardım ister gibi," Allah bilir ama bana göre sizin orucunuz pek geçerli değil" dedim. Yol boyunca konuştu. Etrafı kırıp dökerek oruç tutacağına bence tutmamak daha iyi.

    YanıtlaSil
  4. Davranışlarımız, biz olgunlaştıkça doğru yönde gelişir ve değişir. Bahsettiğiniz kişinin davranışı onun ham olduğunu henüz olgunlaşmadığını gösteriyor. Zamana ihtiyacı var. Sabırlı olmak lazım :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz Rabia Hanım. "Herkes benim gibi olmalı" düşüncesi yüzünden birleşemiyoruz. Hem insan olarak hem millet olarak. O böyleymiş, bu böyleymiş falan filan. Halbuki hepimizin sahip olduğu tek bir değer vardır: O da insanlıktır. İnsanların birbirleriye güzel bir uyum içinde olması gerekirken, duruma bakın ki, insanlar en çok da kendi türlerinden rahatsız.

    YanıtlaSil
  6. Sözlerinize tamamen katılıyorum. Oruç tutan - tutmayan iki tarafında biraz empatiye ve bazı şeyleri diğerlerinin gözlerine sokmamaya ihtiyaçları var:))

    YanıtlaSil
  7. Çok doğru cümleler bunlar Rabia Hanım...Ortak yaşamı güzelleştirmek birbirimize saygı duymaktan geçiyor.
    kimse kimseyi yargılamasın saygı duysun yeter...yani eskiden olduğu gibi.....sevgiler

    YanıtlaSil

DEĞERLİ YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.

Not: Gmail hesabı olmayan arkadaşlar yorum yazmak için yorumlama biçiminden anonimi seçerek yazabilirsiniz.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...